Gönderi

112 syf.
·
Not rated
·
Read in 27 hours
Öyle bir kitaptı ki bu hikaye ancak Brugge'da geçebilirdi. "Her kent bir ruh halidir; o kentte kısacık bir süre bile otursak o ruh hali aktarılır..." diyor ya Rodenbach kitapta, işte Brugge da bana o kasvetli ruh halini orada geçirdiğim kısacık zamanda bile aktarıvermişti. Güneşli bir günde görmüş olmama karşın aklımda kasvetiyle kalan Brugge kesinlikle ölümle ilişkilendirilebilecek şehirlerden biri. Özellikle geceleri insana kendini ortaçağda hissettiren, daracık sokaklarında kocaman kulelerin karanlığında boğuluyormuş hissini duyuran şehir, bu kitapla birlikte aklımda daha da karanlık bir siluete büründü. Eşini kaybeden ve bunu bir türlü kabullenemeyen Hugues, eşinin hatıralarını koruyup kollamak ve bir an önce ona kavuşmak için yaşayan, aslında Sezai Karakoç'un ifadesiyle "yaşamıyor gibi yaşayan" bir karakterdir. Brugge da karanlığıyla, kasvetiyle insana ölümü anımsatmanın ötesinde ölümü yaşatan bir kent olduğundan hayatını burada sürdürmeye karar verir. Günün birinde merhum eşine ikiziymiş gibi benzeyen bir dansçı olan Jane'e rastlamasıyla hayatı değişmeye başlar. Bu değişimin kaderini okuduğumuz kitap bir yandan da yoğun biçimde Hristiyanlık motifleri taşıyor. Bu noktada biraz boğsa ve sonu da önceden bir parça tahmin edilebilir de olsa okunmaya değer bir kitap.
Ölü Brugge
Ölü BruggeGeorges Rodenbach · Ketebe Yayınevi · 2022174 okunma
·
133 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.