Osmanlı Devleti’nin buhranlı yıllarında Türk milletine örnek olacak kadın kahramanlarımızın sayısı artmıştır. Bunlara verilebilecek belki de en iyi
örnek, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda düşmanla kahramanca çarpışan Erzurumlu Nene Hatun’dur. Ruslar, 4 Kasımda Erzurum’un doğusundaki Deveboynu mevkisinde Ahmet Muhtar Paşa kuvvetlerine taarruz etmiş, kırktan çok topun sürekli ateşiyle Osmanlı ordusunu önce merkezde, sonra kanatlarda bozguna uğratarak düzensiz hâlde Erzurum üzerine atmışlardır. 9 Kasım gecesi Ruslar, Aziziye Tabyasına hücum ederek zapt etmişlerdir. Bu sırada 22-23 yaşlarında olan Nene Hatun, Erzurum’un Pasinler ilçesine bağlı Çeperli köyü Ruslar tarafından istila edilince, kocası ve küçük oğlu Nazım’la Erzurum’a
göç etmişti. Oraya geleli on beş gün kadar olmuştu. Eli silah tutan herkesin
Ruslara karşı mücadeleye çağrılması üzerine kocasının ardından Aziziye
Tabyalarını geri almak için yapılan savaşa katıldı. Kendisinin anlattığına göre, Mecidiye Tabyalarını geçip düze indiklerinde, kulakları sağır eden tüfek
ateşleri altında yaralanana, ölene bakmadan ileri atılmışlar, bazen satırla,
bazen taşla, önlerine çıkan her Rus’u vurarak tabyalara doğru ilerlemişler ve
bir taraftan kendilerinin, bir taraftan da Türk askerinin gayretiyle Aziziye Tabyasını ele geçirmişlerdir. Yaralı bulunan kardeşi Hasan da bu sırada
şehit olmuştur. Nene Hatun, Çeperli (Çepelli) köyündendir. Hüseyin Efendi
ile Zeliha Hanım’dan, 1270 (1853-54)’te doğmuştur. Nene onun asıl adı, soyadı Kırkgöz’dür. Aziziye Tabyasının Rus kuvvetlerinden geri alınması için yapılan çarpışmadaki kahramanlığı dolayısıyla 3’üncü Ordu tarafından, Erzurum’un Kars kapısındaki Eminkurpu Mahallesinde bir ev tahsis edilen Nene Hatun, bu sevimli evde uzun yıllar yaşadı.