Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

248 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"O zamanlar yaptığın gibi, yüzüme bak, göz göze gel ve adınla çağır beni" Ben ilk filmi izlemiştim ve bayılmıştım hatta filmi o kadar çok seviyordum ki kitabın onun üstüne geçebileceğini sanmıyordum. Ancak o kadar yanılmışım ki kitap filmden 1000 kat daha güzeldi. Ama bence film ve kitap birbirini bütünlüyorlar beraber ayrı bir harikalar. Sıcak bir yaz başlangıcında burjuvazinin izleriyle donatılmış İtalyan kasabasında başlıyor hikayemiz. Elio, henüz 17 yaşlarında lisede okuyan ve müzikle uğraşan yaşıtlarından kısmen uzak duran bir genç. Babası ise akademik çalışmalar sürdürmekte olup her yaz evlerine çalışmalarına yardımcı olacak üniversiteden bir genci davet etmektedirler. Elio bu konuklardan pek hoşnut olmasa da bu yaz gelecek olan konuğun hayatından asla çıkarmak istemeyeceği biri olduğunun henüz farkında değildir. Oliver, 24 yaşlarında ve felsefe alanında çalışmaktadır. Aklı başında, bilgili ve donanımlıdır… hikaye buradan devam ediyor. Kitap Elio'nun hatıralarla dolu bir günlüğü gibi, geçmişe dönüyor ve her şeyi birer birer anlatıyor. Elio! Ne kadar da aşık olduğum bir karaktersin sen! Zaman zaman deli gibi aşık olduğum, zaman zaman deli gibi kızdığım, nefret ettiğim bir karakter, tıpkı Elio'nun Oliver'a karşı hissettikleri gibi... Hayır, hayır kesinlikle hiçbirimiz o kadar mükemmel bir aşık değiliz! Elio ilk başlarda "Ulaşılmaz türden biri" diyor, Oliver'dan bahsederken.. Çünkü Oliver 24 yaşında, çünkü Elio'nun gözünde o kendinden emin, hiçbir şeyden rahatsız olmayan, belki tüm insanları "Daha sonra!" diyerek arkasında bırakıp bundan hiç rahatsızlık duymayacak türden biri. Oliver'a 6 hafta boyunca nasıl tahammül edeceğini düşünüyor, birkaç hafta içinde ondan nefret etmeyi öğreniyor. Ama ilk başlarda bile diyor ki: "Ondan hoşlanabilirdim gerçi. Yuvarlak yanaklarından yuvarlak topuklarına dek." Gerçekten de "tırnaklarına dek" aşık olmayı öğretecektir zaman ona. "Belki de gelişinden hemen sonra başlamıştır her şey" Elio'nun da dediği gibi. Evet çok ayrıntıya girmek istemiyorum ama her sayfayı hatta her cümleyi yazıp da kalbimden geçenleri dökmek istiyorum.. Ama evet, yazmayacağım Kitap Elio ve Oliver’ın aşkı çerçevesinde ilerliyor. Sadece bir yaz süreceklerini bildikleri bir aşk... Ancak tabi ki okumaya alışkın olduğumuz klasik aşk kitaplarından değil bu hatta aşk kitabı değil aslında. Bize duyguları o kadar iyi ve kusursuz aktarıyor ki bu onu bir analiz kitabı yapıyor bir nevi. Kitapta her bir cümlenin her bir kelimenin anlamı var bir yaşanmışlığı, üstüne düşünülmüşlüğü var. Son iki yıldır karşıma çok güzel kitaplar çıktı. Ancak böyle içine çeken bu denli anlatmak istediğini, yazdığını hissettirebilen bir kitapla karşılaşmadım. Yazar ilim ilim, ilmek ilmek yazmış ve hissettirmiş ne anlatmak istediyse. Yazarın kusursuz bir anlatımı vardı, şiir gibi bir kitaptı. Hikaye sürekli olarak şiirden, edebiyattan, resimden ve müzikten besleniyor. Ve aşırı güzel bir çeviriydi. Belki de Elio’nun samimiyeti beni kitaba bağlayan bir etkendi, tam olarak bilemiyorum. Bununla birlikte, iki erkek karakterin birbirlerine olan masum aşklarını daha önce okuma fırsatı bulamamıştım. Sadece filmler ya da diziler aracılığıyla izlemiştim. Adınla Çağır Beni benim için her açıdan ilk ve mutluluk uyandıran bir kitap oldu. Masum aşkları her zaman çok sevmişimdir. Hangi taraf olursa olsun, birbirlerini seven ve kan bağı olmayan iki kişinin ne olursa olsun mutlu olmaları gerektiğine inanan birisiyim. İster kız-erkek, ister erkek-erkek, isterse de kız-kız olsun fark etmez. Bunların sevgiye mani olacağını düşünmüyorum. Bu konudan rahatsız duyup etrafa şiddet saçan insanlardan da nefret ediyorum. Tamam, rahatsızlık duyabilirsin, bu herkesin kendi tercihidir, ama insanları yaralayacak ya da incitecek fiziksel zorbalığa uğrayacak dereceye getirirsen, işte buna kayıtsız kalamıyorum. Demem o ki, sevgi kan bağı olmayan iki kişi arasında çok özel bir çizgide saklıdır. Adınla Çağır Beni kitabı da, sevgisi, hissettirdikleri ve masumluğuyla aşırı samimi bir kitap. Genç bir çocuğun aşka dair inancını ve kendini keşfetmesini o kadar güzel anlatıyor ki okuduğunuzda aşka olan inancınızı yeniden sorgulayacak, hayata daha pozitif bakmanızı sağlayacak. Okuyun, sadece okuyun bu muhteşem kitabı..
Adınla Çağır Beni
Adınla Çağır BeniAndré Aciman · Sel Yayınları · 20203,426 okunma
·
105 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.