Gönderi

Kadın
Hatta bir erkeğin aynı yastığa baş koyduğu hayat arkadaşına karşı şefkatli davranmasını çok daha fazla önemsiyor, “...Sizin en hayırlınız hanımlarına karşı en iyi davrananınızdır.” {Tirmizî, Radâ, 11; İbn Mâce, Nikâh, 50.} diyordu. Âdemoğlu için iyi bir eşe sahip olmanın ne büyük bir nimet olduğunu hatırlatıyor, onun bu nimetin kıymetini bilmesini istiyordu. “Allah, bir kimseye iyi bir hanım vermişse, dininin yarısında ona yardım etmiş demektir. Artık diğer yarısı için de, Allah’a karşı kendisine çeki düzen versin.” {Hâkim, Müstedrek, III, 1009 (2/161).} buyururken, güzel huylu bir kadının mânevî anlamdaki desteğini de hatırlatıyordu. Diğer taraftan Hz. Peygamber, kendilerini ibadete adadıkları için hanımlarını ihmal edenleri sert bir dille uyarıyordu. {Ebû Dâvûd, Tatavvu', 27; İbn Hanbel, VI, 226.} Veda Haccı’nda insanlığı karşısına alıp nasihatte bulunurken erkeklere dönerek, kadının onlara ait bir eşya mesabesinde olmadığını söylemişti. Dolayısıyla kadın üzerinde istedikleri gibi tasarrufta bulunma hakkına da sahip değillerdi. Peki, ne idi kadın? Hz. Peygamber’in tanımlaması muhteşem ve ürpertici idi: Allah’ın emaneti! “... Kadınlar hakkında Allah’tan korkun. Çünkü siz, onları Allah’ın emaneti olarak aldınız ve Allah’ın adını anarak (nikâh kıyıp) kendinize helâl kıldınız.” {Müslim, Hac, 147; Ebû Dâvûd, Menâsik, 56.} buyurmuştu. Gün gelecek, asıl sahibi emanetini geri alacak ve ona hangi muameleyi lâyık gördüğünü erkeğe soracaktı. Bir defasında, “Dünya (geçici) bir nimettir. Dünyanın en değerli nimeti ise iyi/saliha kadındır.” {Müslim, Radâ 64.} demişti Peygamberimiz (sav).
·
61 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.