Ford, Dokuz Yıllık Savaş'la bü-
yük Ekonomik Bunalım'ın çifte felaketinden sonra kurulmuş bir küresel kast sistemi olan Dünya Devleti'nin önde gelen ilahıdır, onun endüstri felsefesi de bu düzen içindeki hayatın
her yönüne hükmeder. Dünya Devleti'nin istikrarı, biyolojik mühendislik ve insanı
her yönden koşullandırmanın terkibiyle saglanır Bu devletin standartlaştırılmış iki milyar yurttaşı sadece on bin
soyadını paylaşır, dünyaya da doğarak gelmemişlerdir, önce den belirlenmiş rollerini yerine getirmek üzere 'kuluçkadan
sanı her yönden koşullandırmanın terkibiyle çıkarılmışlardır. Politik gövdedeki hücrelerden öte bir sey değillerdir. Çocuklukta edilgen itaatin, maddi tüketimin ve önüne gelenle düşünmeden yatıp kalkmanın erdemleri hipnopedya (uykuda öğretim) yoluyla telkin edilir. İleriki yaşamlarında Dünya Devleti'nin yurttaşlarına ücretsiz SOmalar, hükümetçe onaylanmış haplar verilir ve sürü halinde
Cemaat Terennümleri ve Dayanışma Ayinleri için toplanırlar.olarak bir sefahat alemiyle sona ererler) toplanırlar; bu toplantılar Dünya Devletinin savsözü olan "CEMAAT, ÖZDES
LiK, İSTİKRAR" değerlerini daha derin biçimde aşilamak için düzenlenir. Hayatın her yönü toplumsal yarar düzeyine indirgenmiştir, hatta cesetlerden kullanışlı fosfor kaynakları
olarak yararlanımaktadır. Dünya Devletinin on bölgesinden her biri Yerel Dünya Denetçisi tarafindan yönetilir. Fordhazretleri Mustafa
Mond, Londra merkezli Batı Avrupa bölgesinin Denetçisidir ve en altta ayak işleri için döllenmiş Epsilon-Eksi Yarı Moronlanı ile onların üstünde gitgide artan yetenek kastlarıın sıralandığı bir kitle bulunan hiyerarşik, fabrika benzeri bir firmanın başını çeker. Mond'un hemen altında bir Alfa-Artı
entelektüeller kastı vardır. Bernard Marx ve Helmholtz Watson bu elitin üyeleridir, ama her ikisi de yalnız kalmak ve cinsellikten sakınmak gibi sapkın hazlardan hoşlanan eğilimler
geliştirmişlerdir. Çok iyi bilmektedirler ki görevleri çocuksu olmaktır ve birey duygulandığında, toplum yalpalar. her
ikisi de Alfa-Artı uyumsuzları için sığınak işlevi gören adalardan birine sürülmeye yazgılıdır.
Dünya Devleti nin sınırlanı dışında yaşamasına izin verilen diğer tek insanlar da çeşitli Vahşi Ayribölgelerinde yaşayanlardır. Kendilerini çevreleyen Fordgil cehennemden
yapay elektrikli tellerle ayrıldikları için vahşiler hâlâ evlenmekteler, sevişip çocuk doğurmakta ve eskisi gibi ölmektedirler.
İşte New Mexico'daki Ayrbölge' yi ziyaret ederken Bernard Marx, John adlı vahşiye rastlar ve onu Londra'ya getirir. John
ilkin kendisini çevreleyen yeni dünya karşısında coşkuya kapılır Londra'dan büyük ilgi görür; fakat kısa süre sonra
Dünya Devleti'nce hayal kırıklığına uğratılır ve John'in perspektifinden F.S. 632'nin eksiksiz, totaliter dehşeti teyit edilir.
Duygusuz insani duygulardan uzak teknolojinin tek gerçek olduğu topluma Johnun meydan okuması... dramatik son....