Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İnsana verilen aklın peygamber gönderilmesine lüzum hissettirmediği anlayışı temelde kabul edilse dahi bu, Allah'ın peygamber göndermesinin sefeh (hikmetsiz iş)le vasıflandırılmasını gerektirmez. Tam tersine bir ihsan ve lütuf kabul edilmelidir. Zira Allah Teâlâ böyle yapmakla, insanlara yeterli olandan fazlasını vermektedir. Nitekim O, âlemde ziyade lezzeti bulunan pek çok nimet yaratmıştır. Nasıl kifayet miktarından fazla olan nimetleri O'nun bir lütuf ve ihsanı olarak kabul ediyorsak, peygamber göndermesini de böyle kabul edebiliriz. Peygamber göndermek Allah'ın kullarına rahmeti, fazlı ve kereminin eseridir. Diğer taraftan akıl, mutlak olarak her insanı doğruya ulaştırmaz. İnsanlar arasında en küçük meselelerde bile anlaşmazlıkların çıkması, bunun mühim bir göstergesidir. İnsan, bazı dönemlerinde aklı sayesinde iyi ile kötüyü ayırt edebilirse de hayatın tümü için bu mümkün değildir. Zira, insan aklı çocukluk, gençlik ve yaşlılık devrelerine göre değişiklik gösterir. Tecrübe geçirmiş olanla geçirmeyenin; âlim ile câhilin aklı bir değildir.
Sayfa 56
·
40 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.