Gönderi

Modernitenin perde arkası...
Çalışmaktan değil, nasıl insanlarla karşılaşıp karşılaşmadığını bilemediği için, gizli bir ürküntü duyuyordu. İşin kendisinden değil, yaralanmaktan, incinmekten korkuyordu. Çalışma saatlerinden değil, bu iş karşılığında özenle koruduğu kişiliğinden asla veremediği ödünler istemelerinden tedirgin oluyordu. Çünkü çalışma hayatının, ofis dünyasının insanın ruhundan bir şeyler çalmadan varolamayacağını biliyordu; daha önceleri bunu çok yaşamıştı çünkü, fiziki yıpranmadan değil, kişiliğinin temsil alınmasından endişe duyuyordu hep... İşte bu korku ve kaygılarla işverenin, ya da temsilcisi olan yetkilinin kapısını çaldı. Bir anda bu korkular, birinin zamanını almanın, meşgul etmenin verdiği tedirginlikle birleşti. İşveren onu herkese yaptığı jestlerle, profesyonel bir nezaketle karşıladı. "Yakın" davranmaya çalıştı. Bu yakınlık, profesyonel de olsa bu nezaket elini kolunu bağladı, etkilendi. Bu kişiyi sevmeye çalıştı. Bu etkilenme yüzünden, bir "profesyonel" olduğunu, oraya bir iş pazarlığı yapmaya geldiğini unutmaya zorladı kendini. ...
Sayfa 129Kitabı okudu
·
31 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.