Hikayenin geçtiği Bicetre Hapishanesi’nin koşulları ve oradaki mahkumlara yapılan muameleler tamamen insanlık dışıdır. Eserin geçtiği yeri ana hatlarıyla birlikte düşününce Victor Hugo’nun Bicetre Hapishanesi’ni seçmesi tesadüf gibi gözükmüyor çünkü burası eskiden Bicetre Hastanesi olarak kayıtlara geçiyor. Buraya gelen mahkumlar gördükleri insan dışı muameleyle birlikte zamanla akli dengelerini, beden ve zihin kontrollerini kaybediyorlar. Gardiyanların suçluları bir insandan ziyade eşya gibi görmeleri ve onlar için oluşturdukları yeni, ayrımcı söylemleri mahkumların kendi bireyselliklerini kaybetmelerine ve yaşamla tüm bağlarını koparmalarına neden oluyor.