Gönderi

"Kimi zaman aylar geçiyor, kimsecikleri görmüyordu Julien. Sık sık gözlerini kapıyor ve belleğini zorlayıp gençliğine dönmeye çalışıyordu. Bir şato avlusu geliyordu gözünün önüne, girişim basamaklarında tazılar, silah salonunda uşaklar ve bir asma çardağının altında, kürklere bürünmüş bir ihtiyarla kocaman başlıklı bir kadın arasında, sarı saçlı bir delikanlı. Sonra birdenbire, o iki ceset çıkıyordu karşısına. O zaman yüzüstü yatağına kapanıyor, ağlayarak kendi kendine yineliyordu: :Ah, zavallı babam!Zavallı anam! Zavallı anam" Ve o iç karartıcı görüntüleri sürdüren bir uyuşukluğa kapılıp gidiyordu."
·
26 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.