Gönderi

Edebiyat budur
Güneşle dolu yaz akşamlarını hatırladı. Kendileri önünden geçince taylar kişner ve dörtnala koşar, koşardı. Penceresinin altında bir kovan vardı ve bazen arılar, ışık içinde döne döne uçarken, çarpınca sıçrayan altın mermiler gibi, camlarına vururdu. O günlerde ne büyük mutluluk vardı! Ne hürriyet! Ne ümit! Ne hayal bolluğu! Şimdi bunlardan hiçbiri kalmamıştı. Emma, bütün onları, ruhunun bütün maceralarında, birbirini kovalayan türlü koşullar içinde, bakirelik zamanında, evlilikte, aşkta harcamış, tıpkı, zenginliğinden bir parçasını yolculuk boyunca rastladığı hanlara bırakıp giden bir gezgin gibi, o da, hayatı boyunca hepsini bir bir elden çıkarmıştı.
Sayfa 187 - İş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
·
48 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.