Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

ZİHİN, YÜREK VE SURET
Şimdi kendimize dönelim ve kaplar olarak ne olduğumuzu düşünelim. Çok basit olduğumuzu düşünmeyin. Tıp doktorlarının bize, insan bedeninin çok ince ve karmaşık olduğunu söyleyeceklerine inanıyorum. İnsan, içinde içecek barındıran bir şişe gibi basit bir kap değildir. Aksine, insanın birçok parçası vardır. İşte bu nedenle, Tanrı'nın tasarı hedefini kaçırmamak için, hem insanın farklı parçalarını, hem de, Tanrı'nın üç Kişisi'ni bilmemiz gerekir. Tanrı'nın tasarısı, üç Kişisi'ni içerir ve tasarısının hedefi, farklı parçalarımızı içerir. Birçoğumuz araba kullanıyoruz. Arabanın çalışmasıyla ilgili olarak en azından temel parçaları öğrenmek zorundayız. Örneğin, fren, vites ve kontak, vs. gibi parçaların neler olduğunu ve nerede olduklarını bilmemiz gerekir. Arabanın bu parçalarını bilmezsek, nasıl çalıştıracağımızı da bilmeyiz. Aynı şekilde, Tanrı'yı nasıl içimizde içereceğimizi fark etmek için, kendi varlığımızın farklı parçalarını bilmemiz gerekir. 2.Korintliler 4. bölümdeki kısa ayetlerde kaç parça bulunduğunu düşünün. 4. ayette, zihin ve 6. ayette yürek var. Bu bölümde en azından iki parça, zihin ve yürek var. Belki birçok yıldır Hristiyansınız ve şu ana kadar zihin e yürek arasındaki farkı bilemeyebilirsiniz. Zihnin düşman tarafından kör edilebileceğini ve yüreğin Tanrı'nın ışığı tarafından aydınlatabileceğini okuyoruz. Bu çağın ilahı, imansızların zihinlerini kör ediyor ama Tanrı, ışığını imanlıların yüreğini ışığıyla aydınlatıyor. Belki, Söz'ün bu kısmını anladığınızı düşündünüz ama burada insanın iki parçasının olduğunu hiç düşünmemiş olabilirsiniz. Kutsal Yazılar'a göre zihni ve yüreği tanımlamadan önce, örnek olarak kamerayı kullanalım. Kamera bir şeyi içine almak üzere yapılmıştır. Resim çekmek demek, fotoğraf makinesinin içine bir şey almak demektir. Tokyo'yu ziyaret ettğimde, Tokyo'yu içine almak için kamerayı kullandım. Niyetim, kameranın dışındaki görüntünün, kameranın içine alınmasıydı. Resmi kameranın içine almam için gereken neydi? Üç temel şey: Dışarıdaki lens, içindeki film ve ışık. Bu üç şeyle birlikte, bir nesne kameranın içine alınabilir. Birkaç yıl önce trenle yolculuk ettiğimde, bazı fotoğraflar çektim. Fotoğraflar basıldıktan sonra birçoğunun boş olduğu görüldü. Ne olmuştu? Fotoğraf çekmekte çok acele ettiğim için lensin üzerindeki kapağı çıkarmayı unuttuğumu fark ettim. Lens, kapak nedeniyle kör olmuştu. İmanlı olmayan insanlar Müjde hakkında iyi bir paylaşımı dinlemeye geldiğinde, "Bu adam, bu gece mutlaka kurtulacak" diye düşündüğümüz zamanlar olur. Ne var ki, adam aslında hala boştur. Tanrı'nın düşmanı, zihnini kör etmiştir. Zihin, anlama organıdır ve Şeytan, bu dinleyicinin anlamasını kör etmiştir. Paylaşım ne kadar iyi olursa olsun ve kadar duymuş olursa olsun, anlayışı kör edilmiş ve üzeri örtülmüştür. Zihni hala boştur, içine bir şey almamıştır. Otuz yıl önce Kardeş Watchman Nee, Müjde'yi vaaz ediyor, insanlara Tanrı'nın amacının iyilik yapmamız olmadığını anlatıyordu. Tanrı için iyiliğin bir anlamı yoktur. Bu noktayı o kadar vurguladı ki, çok netti. Bir kardeş, toplantıya bir arkadaşını getirmişti ve paylaşım sırasında arkadaşına arada sırada bakarak, sanki anlıyormuş gibi kafasını onaylar şekilde salladığını fark etti. Kardeş, arkadaşın dikkatli bir şekilde dinleyip, her şeyi içine aldığını düşünerek mutlu olmuştu. Ne olduğunu biliyor musunuz? Sonra, kardeş arkadaşına "Paylaşım hakkında ne düşünüyorsun?" diye sordu. "Evet, bütün dinler insanları iyilik yapmaya teşvik ediyor" diye cevap verdi. Ancak paylaşımı boyunca Kardeş Nee, Tanrı'nın insanın iyilik yapmasını zorunlu tutmaya niyeti olmadığını çok net bir şekilde belirtmişti. Bu adamın cevabı, zihninin düşman tarafından kör edildiğini gösteriyordu. Birçok kez Tanrı'nın, paylaşım sırasında çağın ilahına körleştirme işini yaparken engel olması için dua etmeliyiz. Bu da, sadece lens üzerindeki kapağın çıkartılması anlamına gelir. Kapak çıkartıldıktan sonra, doğru türde filme ihtiyacımız vardır. Doğru film olmadan, lens doğru olsa da, işe yaramayacaktır. Yanlış filmi kullanıyorsak, doğru resmi çekmemiz mümkün değildir. Film yüreğimizi açıklar. Zihnimiz lens gibi ve yüreğimiz film gibidir. Bu nedenle, yüreğimizin düzgün bir şekilde ayarlanması ve akort edilmesi gerekir. Lense de, filme de ihtiyacımız var. Anlayan zihne ve alan bir yüreğe ihtiyacımız var. Yüreğin, pak, temiz, doğru ve ayarlı olması gerekir. Fakat, lens ve film olsa bile, yine de ışığa ihtiyacımız vardır. Işığın lensten filme geçmesi gerekir. Tanrı'nın yüceliğinin ilahi ışığı, Mesih'in sureti ve resmini vermek için üzerimize parlar. Mesih'in bu görüntüsü, toprak kaplardaki hazinedir. Bu örnekle, zihnimiz ve yüreğimizle nasıl uğraşacağımızı anlayabiliriz. Tıpkı kamera gibi: Lensi nasıl ayarlayacağımızı ve filmi nasıl kullanacağımızı bilmemiz gereklidir. Lensi ve filmi nasıl kullanacağımızı bilmezsek, hiçbir zaman doğru bir resim alamayız. Ruhsal tecrübeler, tıpkı fotoğraf çekmek gibidir. Biz kamerayız ve resim olarak Tanrı'daki Mesih'i almak için kameramızı kullanmayı öğrenmek zorundayız. Birçok sevgili Hristiyan'ın, zihinlerini ve yüreklerini nasıl kullanacaklarını bilmemeleri gerçekten üzücüdür. Aslında, kendilerinin birer kamera olduğunu dahi bilmemektedirler. Açıkçası, Hristiyanlık, insanlara şunu veya bunu yapmayı öğreten bir din değildir. Hristiyanlık, basitçe, diri Olan Mesih'in içimize işlemesidir. O, nesnedir, figürdür ve biz de kamerayız. Nesne olarak, ilahi ışığı lens aracılığıyla filmin üzerine parlatarak, içimize işlenmelidir. Günbegün ve anbean, O'nu yüreklerimize almamız için zihnin anlayışı aracılığıyla, ilahi ışığın Mesih'in görüntüsünü parlatmasına ihtiyacımız vardır. Bu nedenle, zihni ve yüreği ayarlamayı öğrenmek zorundayız. Ruhsal tecrübeler nelerdir? Basit olarak, bu Mesih'in resmi, kamera olarak bizim içimize alınması ve ruhsal filmimizin üzerine etkili bir şekilde basılmasıdır. Bazı Hristiyanlarda, lens neredeyse her zaman kapalıdır ve film genellikle yanlış bir şekilde ayarlanmıştır. Filmlerine baktığınızda, filmin her fotoğrafı boştur. Çünkü Mesih'in tecrübeleri yoktur ama Elçi Pavlus gelecek olsa ve onun kamerasını açacak olsak, her fotoğrafın Mesih'in eksiksiz birer resmi olduğunu görürdük. Her şey, lensi ne kadar iyi ayarladığımıza ve filme ne kadar iyi baktığımıza bağlıdır yani, zihnimizle ne kadar uğraştığımıza ve yüreğimizi ne kadar düzgün bir şekilde ayarladığımıza bağlıdır. Bunu iyi bir şekilde yaparsak, ilahi ışık üzerimize ne zaman parlasa, Mesih'in görüntüsü, içimize parlatılmış olacak. Mesih'in çok güzel bir resmine sahip olacağız. Bu da, Tanrı'nın tasarısı ve hedefidir. Artık, farklı parçalarımızı öğrenmenin önemini biliyoruz. Her parçamızda Tanrı'yı içermek için yaratıldık. Zihnimizden ve yüreğimizden bile daha fazla hepsini öğrenmeye devam etmeliyiz.
Sayfa 43 - Akarsu YayınlarıKitabı okudu
·
79 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.