Dinler, bir sonraki hayatta ödüllendirilme vaadiyle bu hayattaki hazlardan vazgeçmeyi önerir; oysa bilim, haz ilkesinin yerini alma yolunda her şeyden büyük bir ilerleme göstermiştir; eğitim, haz ilkesinin yerini gerçeklik ilkesinin almasını sağlayarak egoyu şekillendirmeye girişir; sanat iki ilkeyi uzlaştıran özel bir yöntemdir; sanatçı, gerçeğe sırtını dönerek gerçekdışına yoğunlaşır ama insanoğlu tarafından dayanılmaz bir şekilde hissedilen gerçekliğin gerektirdiği vazgeçmeye döndüğü an gerçeğe geri döner çünkü bu vazgeçmenin kendisi gerçekliğin bir parçasıdır.