Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bir golf sahası şantiyesinin beton mikserleri için açık bırakılan kapısından içeri girivermişti martı. Kırıktı bacağı. Kuşluğunun gereği olarak uçmaya çalışmıyor, sekerek ve yerde sürüye sürüye kırık bacağını ilerlemeye çalışıyordu. Uçmak acı veriyordu çünkü ona. Sekmek de acı vericiydi belki ama uçuşun neticesi olarak bir yere konamamak daha acıydı. Konamayacaksa bir kuş, uçuşunun ne anlamı vardı ki? Gözlerinde tuhaf bir ışıltı vardı. Huzura kavuşmuş ya da acının en derinine dalmış gibiydi. Şimdi düşününce bunlardan hangisi olduğunun önemli olmadığını anlıyorum. Huzura kavuşmuştu ve acı çekiyordu. Huzurlu bir acı çekişti. Bir kum yığınının üstüne kadar çıktı bu şekilde. Orada varlıktan ve hiçlikten bihaber bir süre durdu. Anın geçip gidişini, acı verici anın geçip gidişini bekler gibi bir hali vardı. Ama geçmeyecekti. Üstünden geçen bir karga, onu ve bacağının kırık olduğunu farketmiş olacak ki pike yapıp alçaldı ve yanına kondu. Karga, kırık bacaklı martıyı gagalıyor, tüylerini yolmaya çalışıyor ve kum yığınından aşağı doğru itmeye çalışıyordu. Müdahale etmeden izledim hepsini. Çünkü bazen bir karganın, bir kum yığını üzerinde eylemsizliği arayan bacağı kırık bir martıya güç gösterisi yapmasına izin vermeli. Onlar yum yığınının ardında bense kendi köşemde kendimin içinde gözden kaybolduk.
Gönderi kullanım dışı
·
24 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.