Gönderi

"Slagle, aşağılık kompleksi duymasın diye, ben de tuttum, bavullarımı yatağımın altına indirdim. Ama bakın, o ne yaptı. Bavullarımı çıkarıp yine rafa yerleştirdi. Bunu neden yaptığını anlamam epey zaman aldı. Millet benim bavullarımı, onun kendi bavulları sansın diye yapmıştı bunu. Gerçekten bunun için yapmıştı. Bu konularda çok gülünç bir herifti yani. Bavullarım için hep rezil sözler ederdi, sözgelimi çok yeniymişler, çok burjuva imişler. Bu lanet şey, onun en sevdiği sözcüktü. Bir yerde okumuş ya da duymuş. Bana ait her şey felaket burjuva idi. Dolmakalemim bile burjuva idi. Kalemi sürekli benden ödünç alırdı, ama kalem yine de burjuva idi. Ancak iki ay kalabildik onunla aynı odada. Sonra, ikimizden de odayı boşaltmamız istendi. İşin gülünç yanı, odadan taşındıktan sonra onu biraz özledim, çünkü çocukta felaket iyi bir mizah duygusu vardı ve bazen birlikte epey neşelenirdik. O da beni özlemişse, hiç şaşmam buna. Önceleri, bana ait zımbırtılara burjuva derken, yalnızca şaka yapıyor diyordum ve hiç üstünde durmuyordum; aslında gülünç bir şeydi. Ama bir süre sonra, anlıyordunuz ki, şaka filan değildi dedikleri. İnsanlarla oda arkadaşlığı yapmak zor bir iş; eğer sizin bavullarınız iyi cinsten, onlarınkiler değilse yani. Oda arkadaşınız akıllı filan biriyse ve herifte iyi bir mizah duygusu filan da varsa, sanıyorsunuz ki, kimin bavulu daha iyiymiş diye kafaya takmaz, ama takıyor. Gerçekten takıyor. İşte, Stradlater gibi budala bir herifle oda arkadaşlığını yeğlemenin nedenlerinden biri de buydu. En azından, onun bavulları da, benimkiler kadar kaliteliydi."
·
93 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.