Gönderi

Ahbaplarımın içinde demokrat, sosyalist, materyalist, serbest mübâdeleci, himayeci, liberal olanlar var. Uzunca bir tahlil ve tedkik sonunda hayretle anladım ki, bu adamların çoğu, şu kelimelerin ifâde ettiği mânâdan habersiz. Bir kör dövüşü ki, garabet ve gafletin bu derecesine gülmek mi, acımak mı lâzım, tâyinden âcizim. Merkeziyet ve adem-i merkeziyete tarafdar olup da, mânâlarından habersiz olan iki kişinin düşmanlığı, boğaz boğaza kavgası, doğrusu bu ya, her vakit görülemeyecek sosyal komedilerdendir. İçtimaiyat (sosyoloji) disiplininden bi-haber, hattâ bu ilmin tarifini bile duymamış bir sayın kişinin kelimenin sâdece lügat mânâsı delaletiyle, bir dergiye içtimai bir makale yazdığını görünce, cidden şaşırıp kalmıştım. Ateizm, yani küfür ve dinsizlik doktrininin neticelerini kabul edemeyen, her başı sıkıldıkça Aman yâ Rabbi diye bağıran Libre-penseur'ler görüyoruz. Cenâb-ı Hakk'ı inkâr ettiği halde cin ve hayalet korkusundan, bir odada yalnız yatamayan materyalistlerimiz de var. Ahbablarımdan, dini hikmetten ziyâde dini surete meyyal bir zât, bir gün yanımda sosyalizmi medhetti ve 'Elhamdülillah(!) ben de bu fikri kabul ettim.” dedi. Sosyalizmin n€ gibi âmiller ve fikri tahavvüller neticesinde kabul edilebileceğini az çok bildiğin için, dostumun bu hârika(!) değişikliğine şaşmış ve kendisinden biraz izahat i* temiştim. “Sosyalistlik, herkese iyilik etmek, insanları kardeş tanımaktır.” dedi. Bu tarifin mi, yoksa dostumun mu basitliğine hayran olacağımı tâyin edemedim. Mâamafih kendisine sosyalizmin, “Şahsiyet, hükümet, iştirak, mesâi gibi nazari yelerinden biraz bahsettim. Zavallının kopardığı “Estağfirullah'lardan, Aman yâ Rabbı'lerden odanın camları titriyordu.'” diyor. Bundan sonra, muhtelif felsefi mesleklerin kısa bir tahlilini yaparak, gençlere eclectisme'i, meslek-i iktifa'yi tavsıye ediyor.
18 views
Turkmaestro okurunun profil resmi
İfadedeki akıcılığa bakar mısınız? 1914'te vefat eden müellif günümüz için de geçerli bir tespitte bulunmuş. Kendisinin ilmiyeden olduğu söyleniyor. 1. nesil Genç Osmanlılar, mütedeyyin; batı ile doğu arasında bir denge kurmaya çalışıyorlar. Tanzimatta ilmiyeden gelen çok değerli ilim insanları var. Peki sonra ne oldu da vulger metaryalizm, pozitivizm gibi fikirler Jön Türkler'e musallat oldu. Belki de ilmiyenin, geleneksel din anlayışında karar kalmasına birileri mi zorladı. İfrat ile tefrit arasında bocalayan talihsiz münevverler.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.