Huzursuzluk
Söyle bana kaç taş ayağını kesti, üstelik kaçamadın üst üste taşların ağırlığınca kaderinden. Kader nasıl da terstir aydınım ben apaydın diyen zihinlere. Kader adlı bebeklere üsten bakan, acıyan onların kaderini kader lafına ters düştüğünü sandığı gelecek kelimesiyle tayin eden. Yani parmak ucuyla tuttuğu yaşamı yorumlamış, çoktan raflara tozlanmaya kaldırmışlardır.
Söyle bana kaybettiğin tüm inançlarla bu kara parçasında nasıl ve neden hayattasın, hala kesik ayaklarının üzerinde didinirsin? Söyleyecek bir kelamın varsa da dudaklarını çoktan dikmişsin kararla. Nasıl bir iz düşerse kalbine kesip atarsın çizgilerini? Hangi güç ile hangi zihin ile bulunur o iz ve bozmadan, dağıtmadan o izi nasıl devam ettirir iki gıdım aklıyla tüm aydınların gölgesinde aydın olamayanlar?
Söyle bana sen hâlâ hangi yıldız altında nasıl bir ağacın gölgesini bulmaya çalışırsın?
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201799.9k okunma
·
45 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.
