Öncelikle yaşlı bir adamın gençler hakkında yazmasının ne yararı var ki diye başladım okumaya. “Gerçek yaşamı elde etmek önyargılarla mücadele ile başlar” sözü ilgimi çekti, yazar felsefenin konusunun gerçek yaşam olduğu hatırlatmasını yapıp Sokrates’in suçlamalarından biri olan “gençleri yoldan çıkarma” işine soyunduğunu söylüyor ve ekliyor; “felsefe doğru yoldan saptırır, benim amacım gençleri yoldan çıkartmaktır”. Kitap özetle şunu anlatıyor kapitalizmin dayatmasıyla geleneksel aile yaşamı günümüzde bitmiştir. Bu bitişle birlikte insanların yaşam karşısındaki durumları da değişmiş buna bağlı olarak geleneksel kadın erkek rolleri de başkalaşmıştır. Eskiden bir erkeğin yetişkin olabilmesi askere gitmesine, bir kızın yetişkin sayılabilmesi ise evlenmesine bağlıydı. Günümüzde zorunlu askerlik ortadan kalktı, evlilik kurumu ise eskisi gibi değil. Erkekler olgunlaşamıyor, ancak kızların olgunlaşması için artık evlenmesine gerek bile yok. Eğitimin de eskisi gibi olmadığından dem vuruyor: “Herkesin çok önemli kabul ettiği okulun krizi daha henüz başladı. Parçalama, özelleştirme, toplumsal ayrımcılık, yetersiz eğitim süreçleri giderek hızlanıyor. Neden? Çünkü okulun geniş kitlelerce paylaşılacak bir bilgiyi ya da işe yarar bir işçilik formasyonunu taşımasını istemiyoruz artık. Okuldan beklentimiz mükâfata layık bedenleri ayıklayıp korumasıdır; giderek de okulun işlevi bu olacaktır.” Bu savları bir Fransız’ın söylemesi ise ayrıca ilginç. Bizler mütemadiyen günlük dertlerle uğraştırıldığımızdan dünyada neler olup bittiğinden maalesef haberdar bile değiliz. Bu açıdan istemediğimiz toplumsal değişimlerin nedenini çoğumuz tamamen bölgesel ve siyasi olduğunu sanıyoruz. Halbuki beğenmediğimiz bu değişimler sadece bize özgü değil, bütün dünyada olan üretim-tüketim alışkanlıkların değişmesi, gelir adaletsizliği uçurumunun artması, gelecek endişesinin katmerlenmesi gibi şeylerin getirdiklerinden ibaret. Bu değişimin boyutunun ve olası sonuçlarının farkında olmak gerekiyor. Dünya ne kadar değişirse değişsin, iletişim araçları ne kadar gelişirse gelişsin bir şeylerin farkında olmak için gereken iki şey son derece basit ve son derece eski; akıl ve sağduyu. Bunların yöntemini ise felsefede buluyoruz. Felsefe deyince öyle gözünüzü korkutmasın kitap son derece yalın ve anlaşılabilir yazılmış, Işık Ergüden de nefis Türkçeleştirmiş. Kesinlikle ıskalanmaması gereken bir yapıt.

Gerçek YaşamAlain Badiou · Sel Yayıncılık · 2017226 okunma

·

68 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

F.A