Merhaba arkadaşlar, hepimize mutlu pazarlar. Okuduğum kitabın sitemizde 134 sayfalık tarih ve toplum kitaplığından nisan 1988’de çıkan baskısı mevcut değil. Eklemeye de üşendiğim için bu baskıdan devam edeceğim. Ahmet Mithat Efendi ile alakalı olabildiğince geniş, uzun ve tüm kitapları hakkında genel bir inceleme de bulunacak bu yazımızda. Evvela bunu söyleyerek başlamak istedim. Şimdi birkaç kitabını okuyacak belirli bir sırayla gideceğiz ama birkaç yıl sonra bir okur, yazarın kitaplarını merak edip geldiğinde sadece incelemeyle değil aynı zamanda Ahmet Mithat Efendi ile ilgili bir şeyler öğrensin, bizim de araştırmalarımız birkaç günle kalmasın uzun yıllara yayılsın diye çabalıyoruz. Yazarlarımız arasında daha fazla eseri olan birisi yok ve bu kadar çok kitap yazıp daha pek çok kitabı değil basılmak, günümüz Türkçesine bile çevrilmemiş birinin eserleri üzerine çalışma yapmak da haliyle epey zor oldu takdir edersiniz. 2022 yılı Kasım ayından beridir bir yandan bu projemle uğraşıp bir yandan da günlük hayatıma odaklanmaya çabaladığım için de burada ekleyeceğim genel bilgileri diğer incelemelerde de paylaşacağım. Paragraf düzeni ise sadece okunan kitabın anlatıldığı bölüm büyük harflerle kitabın adı iki kere yazılmak şeklinde olup, aradaki boşluğa yapılan kitap incelemesini içerecek, kalan kısımlar genel bilgi üzerine olacaktır.
MENFA - SÜRGÜN HATIRALARI
Nisan 1988 yılında Tarih ve Toplum dergisi tarafından ÜCRETSİZ olarak dağıtılan bir kitabı günümüzde bulamamak mı yoksa bundan 12 yıl sonra TDK tarafından yayımlanan 2000 yılındaki baskıları anlamamak mı Ahmet Mithat için bizler adına daha üzücüdür karar veremiyorum. İki baskının dili de anlaşılır değil zaten. Tabi birkaç koca kitabı araştırıp okuyarak ilerleyince bazı kelimelere daha hakim olup kendimizce cümle yapısından mana vermeye de başladık ama zorluğunu görmezden gelemeyiz.
Ben bu eseri sürgün olarak gönderildiği Rodos’ta kaleme almıştır orada da boş duramaz derken o tekrar döndüğünde bu eseri kaleme alıyor. Ben bu kitabın bilhassa çevrilmesini isterdim aslında çünkü roman aslında bir hikaye gözüyle bakılmayı hak etmiyor. Yazar bu sürgün dönüşünde kendi hayatını çok sorgulamış belli ki oturuyor 12 yaşından başlayıp sürgüne kadar geçen hayatını anlatıyor. Öyle uzun uzadıya anlatılan sahneler de yok açıkçası ve kitap kısa. Tabi sadeleştirildi mi orijinali bu mu şimdilik bilmiyoruz ama bildiğim, daha doğrusu inandığım bir şey var ki o da bu yazıların çok önemli olduğu ve onun hakkında öğrenilen bilgilerin de yine kendisinden ve bu kitaptan öğrenildiği şeklindedir.
Diğer yandan bunun tamamlanmamış, neden sürgüne gönderildiğini öne çıkardığı bir eser olduğunu belirtelim. Yani kafasında kurduğu pek çok nedeni ve kişiyi öne attıktan sonra bu kadar yeterli deyip yayımlamış desek yalan olmaz bu eseri. Ancak şu var ki bu eser kendi hayatı ve azmi açısından bir dönüm noktası, yer yer bazı bölümleri alınarak vazgeçmemenin ve inadın insan için ne kadar önemli olduğunun da bir kanıtıdır. Yine üzerinde çalışma yapılması gereken bir eser olduğunu inkar etmeyeceğiz.
Burada dikkat edilecek son husus ise bu 38 ay süren sürgün hayatının Sultan Abdülaziz vefat edip 5. Murat tahta çıkınca son bulmasının yanı sıra Genç Osmanlılar özelinde bir eleştiri ve onlarla yolunu ayırdığı yönünde bir bildiri niteliği taşımasıdır bu eserin. Bu nokta da çok önemlidir. Yazar buradan sonra yazma çalışmalarını da hızlandıracak ve kendisine neden yazı makinası denildiğini de kendince kanıtlayacaktır ancak bu Genç Osmanlılar eleştirisi oldukça önemlidir. Okunması gereken eserlerden biri olduğuna inanıyorum.
MENFA - SÜRGÜN HATIRALARI
Kitap incelemesi ardından devam ediyoruz. Evvela Ahmet Mithat Efendinin eserlerine ve neleri okuduk neleri okumadık bunları ayırdığımıza yönelik açıklamaları yapacağız. Bulabildiğimiz kitapları ve bunların neler olduğunu anlatacak, bulduklarımız üzerinden sıralı bir liste yaparak ilerlemeye çalışacağız. Aynı zamanda bu birkaç günlük - haftalık proje de değil. Yaklaşık 3 ila 5 yıl arasında düşündüğüm zaman dilimini kapsayarak son bulacak bir proje olacaktır. Hatta bu süreçte ve sonrasında bizlere yardımı dokunacak her türlü bilgiye de açık olduğumuzu belirtmek isterim.
Araştırma sürecinde bulduğumuz eserler neler oldu? Neleri sıraladık? Şöyle bir isim sırası şeklinde ilerlemenin en doğrusu olduğu kanısındayım ve burada büyük emek harcadığımı belirtmek isterim:
Acaib-i Alem
Ahmed Metin ve Şirzat
Alayın Kraliçesi - Alayın Kraliçesine Zeyl
Aleksandr Stradella
Altın Aşıkları
Amiral Bing
Arnavutlar Solyotlar
Avrupa’da Bir Cevelan
Ben Neyim?
Beşair
Beşir Fuad
Bir Acibe-i Saydiyye
Cellad
Cinli Han
Çengi
Çerkez Özdenler
Çingene
Çocuk Melekat-ı Uzviye ve Ruhiyesi
Dolaptan Temaşa
Durub-u Emsal-i Osmaniyye Hikamiyyatının Ahkamını Tasvir
Dünyaya İkinci Geliş yahut İstanbul’da Neler Olmuş
Dürdane Hanım
Demir Bey yahut İnkişaf-ı Esrar
Eski Mektublar
Esrar-ı Cinayat
Eyvah
Felatun Bey ile Rakım Efendi
Fenni Bir Roman yahut Amerika Doktorları
Gönüllü
Gürcü Kızı yahut İntikam
Hasan Mellah yahut Sır İçinde Esrar
Hayal ve Hakikat
Haydut Montari
Hayret
Henüz On Yedi Yaşında
Hilal-i Ahmer Cemiyet-i İnsaniyesinin Tarihi
Hikmet-i Peder
Hüseyin Fellah
İstibşar
Jön Türkler
Karı Koca Masalı
Karnaval
Kıssadan Hisse
Letaif-i Rivayat (İçerisinde 21 öykü vardır. Bazı öyküler farklı kitaplarda farklı isimlerle yayımlanmış olabileceğinden buna da değineceğiz ve o öyküleri de ekleyeceğim)
Suni’fi Zan
Gençlik
Esaret
Teehhül
Felsefe-i Zenan
Gönül
Mihnetkeşan
Firkat
Ölüm Allah’ın Emri
Bir Gerçek Hikaye
Bir Fitnekar
Nasib
Çifte İntikam
Para
Kısmetinde Olanın Kaşığında Çıkar
Diplomalı Kız
Dolabdan Temaşa
İki Hudutkar
Emanetçi Sıdkı
Cankurtaranlar
Ana Kız
Menfa
Mesail-i Muğlaka
Müdafa’a
Müşahedat
Nedamet mi – Heyhat
Niza’ı İlm-ü Din
Pariste Bir Türk
Rikalda yahut Amerika’da Vahşet Alemi
Seyyadane Bir Cevelan
Süleyman Musli
Şeytankaya Tılsımı
Şopenhavr’ın Hikmet-i Cedidesi
Taaffüf
Üss-i İnkılab ve Zübdetül Hakayık
Vah
Volter
Volter Yirmi Yaşında
Yeniçeriler
Yeryüzünde Bir Melek
Görüldüğü üzere bizim bulabildiklerimiz Ahmet Mithat kitaplığında yalnızca %15 civarında. Daha bunun yayımlanmayan, çeviri bekleyen, illa ki kaybolan veya yazar tarafından yazılıp da ona ait olduğu imzası olmadığı için anlaşılmayan gibi pek çok çeşidi var. Elimizden geleni de yapacağız bu konuda.
Şimdilik araştırdıklarımız ve bulduklarımız bu kadar. Birkaç yıl sonra yeniden bu çalışmalara döndüğümüzde hem yeniden araştırmamıza gerek kalmayacak hem de –umudum bu yönde- yeni bilgilerle harmanlamaya çalışacak ve eldeki Ahmet Mithat eserlerini güncellemeye çabalayacağız. Bu konuda kütüphaneci ve moderatör arkadaşlardan da ricam, bilmediği kitaplara lütfen dokunmasınlar. Bilhassa isimleri farklı diye kafalarına göre ayırma yapmasınlar bazı eserlere. ‘Geçmiş’ kısmından özellikle emek verip düzenlediğim eserlerde bunu rica ediyorum. Hayatımın 4’te 1’ini bu işe adadığım için bu şekilde konuşup hepinizden rica ediyorum.
Hepimize iyi okumalar dilerim..