Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Allah'tan kork, kul hakkından sakın, takvaya sarıl
Çünkü, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “(Gerçek) müslüman, insanlarin elinden ve dilinden güvende olduğu (zarar görmediği) kimsedir. (Gerçek) mümin de, insanların şerrinden emin olduğu kimsedir." (Buhârî, İmân, 4, Müslim, İmân, 64; 2) Hz. Ebû Bekir es-Siddîk [radıyallahu anh] der ki: "Allah'a itaat etmek suretiyle O'ndan ittika et (sakın/korun). Takva ile O'na itaat et. Elini, müslümanların kanını akıtmaktan; karnını, (onların) mallarını yemekten; dilini de (ırzları hakkında ileri geri konuşmaktan) koru. Kalbine gelen her şeyde (hatarat) nefsini hesaba çek." Muhâsibî er-Riâye adlı eserinde "kalbe gelen şeyler" hakkında şunları kaydetmiştir: "Hatarât, her hayır ve şerre götüren kalbî isteklerdir ve üç kısımdır: 1. Rahmân olan Allah'tan bir uyarma şeklinde olur. Hz. Peygamber, birçok kişiden rivayet edilen bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyuruyor: "Allah kime hayır dilerse, kalbine, kendisine nasihat edecek bir ikaz edici verir" (Tirmizî, Tefsîr, sûre 2). 2. Nefsin emir ve teşvikiyle olur. Allah'ın peygamberi İsrail'in (Hz. Yakub'un) diliyle aktarılan şu âyet konumuza bir delildir: "Belki de nefislerinizin size (kötü) bir işi güzel gösterdi (teşvik etti)" (Yusuf 12/18). 3. Şeytanın kötüyü süsleyip güzel göstermesi, vesvese vermesi ve dürtmesi ile olur. Bundan dolayı Allah, Hz. Peygamber'e böyle bir durumda kendisine sığınmasını emretmiştir: "Eğer şeytandan bir fit gelip seni dürterse hemen Allah'a sığın. Çünkü 0, işitendir ve bilendir." (A'râf 7/200, Muhâsibî, Riâye, s. 85-87)
·
1.184 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.