Brown, Silahşoru beş saat sonra uyandırdı. Hava kararmıştı. İçeriyi sadece küllenmiş korların kiraz rengi donuk ışıkları aydınlatıyordu.
Brown, «Katırın öldü,» diye haber verdi. «Ve yemek hazır.»
«Nasıl?»
Brown omzunu silkti. «Kızarmış ve haşlanmış. Başka nasıl olacak? Fazla titiz insanlardan mısın sen?»
«Hayır. Ben katırı kastettim.»
«Düşüp öldü işte. Galiba yaşlıydı.» Brown bir an durdu, sonra da özür dilercesine ekledi. «Zoltan katırın
gözlerini yedi.»