M treni bir sanatçının iç dünyasına tanıklık etmek gibi. Patti Smith’in dünyayı algılayış şeklini görüyoruz. Basit gündelik olaylardan, bir rüyadan, polisiye dizilerinden, eski bir anıdan ya da bir kitap cümlesinden başlayan küçük hikayeler silsilesi. Bu hikayelerin hepsi birbiri içine geçmiş, zamanda ileri geri gidilerek anlatılıyor. Çoluk Çocuk’u okuduğum için kitap boyu Robert’dan bahsetmesini bekledim. Ancak bu kitapta hayatının daha ileriki dönemlerine değiniyor. Eşi Fred ve çocuklarıyla birkaç anısını paylaşıyor. Bu anıların Fred’le aşk hikayelerini öğrenmek için içimde şiddetli bir istek oluşturduğunu itiraf etmem gerek. Ama yine de Robert’ın unutulmuş olması beni üzdü. Patti için bir gençlik aşkı olarak kaldığını anladım. Yola beraber başlamışlardı, en dipte beraberdiler. Ancak Patti’nin hayatının adamı elbetteki çocuklarının babası Fred oldu. Aşkların bitebilmesi ve aşıkların unutulabilmesi çok üzücü. Kitapta yalnız bir yerde, üstü kapalı bir biçimde Robert’dan bahsediliyor. Bu kitap beni tanıdığım biriyle sohbet ediyormuş gibi hissettirdi. Patti’nin düşüncelerine tanıklık etmek çok hoştu. Bu kitapları yazdığı için kendisine minnettarım. Gerçek bir sanatçının iç dünyasına tanıklık edebilmek değerli bir tecrübe.

M TreniPatti Smith · Domingo Yayınevi · 2015440 okunma

·

98 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Berra Özkaya