Gönderi

"Şapka için Hamidiye Rize'yi bombaladı!" yalanı da Necip Fazıl'dan ilham alınarak üretilmiştir. Necip Fazıl'dan okuyalım: "Rize: Güneysu nahiyesi… Sabit Tarakçıoğlu adında gayet itibarlı, kafası ilim ve kalbi vecd dolu bir vaiz halka hitap ve şapkanın din gözünde mahiyetini izah etmekte… Heyecan… Camiden çıkan yığın soluğu karakolda alıyor: Karakoldaki onbaşı halka, 'Ben de sizdenim!' diyor ve başındaki şapkayı yere çalıyor. Ne hazindir ki İstiklal Mahkemesi geldiğinde direnicileri tek tek haber veren ve kimi gösterdiyse asılmasına sebep olan ve mahkemece lütuflandırılan bu alçaktır: Güneysu ahalisi Rize istikametinde yürümeye koyuluyor. Yolda bazı nasihatçilerin tesiriyle kalabalık zayıflıyorsa da civar köylerden bazı katılımlarla yine dolgunca çapta il merkezine varıyor. Vali Hurşit telgraf başında! 'Rize ayaklanmıştır! Süratle tedbir!… Halbuki bütün suçu 'şapka giymeyiz!' demekten ibaret ve her türlü fiili isyan davranışından çekingen kalabalık, çoğu seyirci ve körü körüne katılmış 80-100 kişi… Ankara telaşta… Bir zamanların kahraman Hamidiyesi Şimdi Rize önünde ve kahramanlık toplarını havaya ateş etmekle göstermekte… İstiklal Mahkemesi de tezgâhını kurmuş, dirhem kafesi yere mıhlı adalet terazisini dengelemekle meşgul… 8 idam kararı… Vaiz Sabit Tarakçıoğlu, Mehmed Peçe, Arslan Peçe, köy muhtarı Yakup Peçe, köy bekçisi Kadir Koliva, Hafız Şaban Koliva, Hasan Külünkoğlu, Mahmut Kamburoğlu… (…) Asılanları deniz kenarında rastgele atıldıkları çukurlar içinde kumluğa gömüyorlar… Yakınları tarafından cesetleri çalınmasın diye de başlarında süngülü nöbetçi bekletiliyor. 3-4 ay sonra gece çıkartılmak şartıyla, ailelerine cesetleri almak müsaadesi çıkıyor. Çukurlar açılınca meydana çıkan müthiş manzara: Hiçbir ceset çürümemiş ve hepsinin gözü kıbleye doğru! Cesetleri kilimlere sarıyor, sırıklara takıyor ve köylerine götürüp gömüyorlar… " Sanırım yine fark ettiniz! Necip Fazıl o bilindik Mehmetçik düşmanlığıyla Rize isyanını başlatan "direnicileri" İstiklal Mahkemesi'ne tek tek ihbar eden onbaşıyı "alçak" diye adlandırmıştır. Aslında "Şapka için Hamidiye Rize'yi bombaladı!" yalancılarının ana kaynağı Necip Fazıl'ın "Son Devrin Din Mazlumları" adlı kitabındaki bu anlatıdır. Ancak görülen o ki takipçileri -boynuz kulağı geçer misali- Necip Fazıl'ı geçmiş, Necip Fazıl'ın aklına bile gelmeyen ilginç ayrıntılarla olayı daha da allayıp pullamışlardır. Örneğin, olaylar tırmanınca jandarmanın halkın üzerine ateş açtığı ve o arbedede 17 kişinin öldürüldüğü bilgisi Necip Fazıl'da yoktur. Çok daha önemlisi "Hamidiye'nin Rize'yi bombaladığı!" bilgisi de Necip Fazıl'da yoktur. O bile bu kadarını akıl edememiştir! Necip Fazıl, Hamidiye konusunda aynen şöyle diyor: "Bir zamanların kahraman Hamidiyesi Şimdi Rize önünde ve kahramanlık toplarını HAVAYA ATEŞ ETMEKLE göstermekte…" Çok açık şekilde görüldüğü gibi Necip Fazıl, Hamdiye'nin Rize'ye, Botaniye yamaçlarına veya Karadeniz sahillerine değil, havaya ateş ettiğini yazmıştır. İşte Yavuz Bahadıroğlu, Nevzat Çiçek gibi Cumhuriyet tarihi yalancıları Necip Fazıl'ın "havaya ateş eden" Hamidiyesi'ni alıp "gümbür gümbür Rize'yi bombalayan!" Hamidiye'ye dönüştürmüştür.
Sayfa 173 - İnkılap YayınlarıKitabı okudu
·
75 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.