Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Umut dalıp gitti bir yerlere...
Öğle vaktini birkaç saat geçmişti. Özgür, meydandaki tramvay durağının karşısındaki dükkânlardan birine girip iki paket sigara alıp Huzur Park’a geri döndüğünde Umut’u çadırın başucunda çimlerde oturmuş derin düşünceli bir halde buldu. “Daha önce görülmemiş bir güzellik Demokrasi Meydanı, Cumhuriyet Anıtı, Güven, Barış, Kültür ve Özgürlük Caddelerini kuşatmıştı. Sanki harika genç bir kadının tüm güzelliğinin ışıltısı her yeri kaplamıştı. Beyaz tenli masum yüzündeki hüzünlü bakışlarının ardına gizlenmiş tatlı gülümsemesi belirirken her bir sokağı selamlıyordu. Dalgalı kızıl saçları da tüm Huzur Park’ı sarmıştı. Hele parıldayan o koyu yeşil parlak gözleri çok güzeldi ama ince zarif kaşlarında başka bir güzellik vardı. Öyle bir büyünün içinde kayboluyordu ki insan hangisinin daha güzel olduğunu ayırt edemiyordu. Ancak bu kayıp, korkunç biber gazının içinde kaybolması gibi bir şey değildi. Her bir insanın hayallerinde düşlediği o şeyin güzelliği içinde keşfedilmemiş âlemlerde kaybolması gibiydi. O güzelliğe vardığınız an sizi bekleyen o şeyin özgürlük oldu-ğunu anlarsınız. Ancak daha önce bilmediğiniz, kavrayamadığınız o şeyle karşılaştığında ne yapacağınızı bilemezsiniz. O şeyi anladığınızı sandığın an düşten uyanır ve kendi gerçekliğinizle baş başa kalmanız uzun sürmez.” Umut, bu derin düşüncelere dalmışken arkadaşının sesiyle kendine geldi.
Sayfa 165 - Altıncı bölüm - Devrinin birinci günü...
·
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.