Gönderi

"Kurtuluşun bu hoyrat biçimleri beni ayartıyordu: cinnetim ile kendi arama bir kilit koyuyordum. Katılaştım. O güne kadar, başkalarını yargılamaktan imtina etmiştim; şayet buna gücüm olsaydı, onlara karşı kendime karşı olduğum kadar acımasız olurdum. Ama artık başkasının en küçük ihlallerini dahi bağışlamıyordum; başkasına gösterdiğim hoşgörünün beni, vicdanım karşısında, kendi kabahatlerim, affetmeye iteceğinden çekiniyordum. Hoş duyguların sağladığı gevşeklikten çok korkuyordum; ilkbaharın tatlılığı yüzünden doğadan nefret eder oldum. Heyecan veren müzikten mümkün olduğunca kaçınıyordum: önümde, tuşların üzerinde duran ellerim, okşamaların hatırasıyla beni allak bullak ediyordu. Toplum içindeki karşılaşmaların öngörülemezliğinden, insan yüzlerinin tehlikesinden çekiniyordum. Yalnız kaldım. Sonra, yalnızlık beni korkuttu. Hiçbir zaman tam anlamıyla yalnız değilizdir: maalesef, her zaman kendi kendimizleyizdir."
·
16 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.