Clara, Oxford dan yeni mezun kendini kariyerine adamış genç bir kadındır. Eski ilişkisi bir ilişki denemeyecek kadar kötü bir ilişki olduğu icin kendini kariyerine verir. Belle ile mezuniyet partisine katılır ve Belle ona bir erkek arkadaş ayarlamaya kararlıdır ancak Clara bunu istemez taa ki yarı ışıkların içinde çok güçlü , aurası yüksek bir adamı görene kadar. Kendine engel olmak istese de bu çekimden kaçamaz. Kendini adamın yanında bulur ve konuşmaya başlarlar. Bu sırada adamın kurtulmak istediği bir kadın bulundukları yere gelir. Adam kurtulmak için Clara yı öper. Ancak sorun şudur ki adamın kim olduğunu ne olduğunu bilmez. Öpüşmeden kısa süre sonra adam gözden kaybolur. Ertesi günü Belle ile yeni evlerine taşınırlar ve dışardan gelen seslere irkilirler. Belle dışarı çıkar ve gazete ile döner. Clara çok şaşırır. Çünkü gazete de o adamla öpüşürkenki fotoğrafını görür ve öpüştüğü adam Prens Alexander dır. İşten geldikten sonra kapıda bir adam belirir. Clara basın sanar ama gelen kişi Prensin adamıdır. Prens Alexander ın kendisini görmek istediğini söyler. Kapıya gelen koruma ile Prensin yanına gider. Basının Clara yı haber yapması ve takip etmesinden kendini sorumlu tutar, özür diler. Aslında ona karşı içinde aşamadığı bir tutku ve arzu olduğunu ama sonunda Claraya ya kendisinin ya da çevresinin zarar vereceğini düşünür. O yüzden uzak durmak ister ama aralarındaki bu çekim bitecek gibi değildir. Kapıdan çıktığında gazetecilerin baskısı altında kalan Clara , aralarında bir şey olmadığını söylese de gazeteciler ona inanmaz, üzerine gitmeye devam ederler. Kendini bir anda paniklemiş, nefes alamaz hissederken yerde bulan Clarayı Prens kaldırır. Arabaya binip, hemen ordan uzaklaşırlar. Yolda ise Clara 'nın bu yaşadıkları için kendini suçlar. Ancak Prens kendisine engel olamaz ve buluşma için anlaşırlar. Aralarındaki bağ sadece cinsel çekimli değildir ancak kendilerini bu tutkudan mahrum bırakmazlar. Ilişkileri başlar ve romantizm ağrılıklı değil daha çok tutku dolu cinsel bir uyumları ve yaşamları vardır taa ki Alexander ın bir kadınla fotoğrafın görüp kıskançlık hissine düşene kadar. Güven ve cinsel çekim içinde olan bu ilişki Claranın incinmesine sebep olur ve Clara geri geri çekilir. Aradan biraz zaman geçer ancak Prens, Claranin peşini bırakmaz. Tekrar bir araya gelirler ve ilişkileri devam eder. Kralın doğum gününe birlikte giderler. Ancak herkes Clara 'nın üstüne gider onun için kötü şeyler konuşurlar. Alexander da babası ile tartışır. Kötü geçen bir balodan tek başına ve kalbi kırık şekilde koşarak çıkan Clara, yürüyerek eve gelir ve kapıda Alexander ı görür. Tartışma ile başlayan konuşma açlıkla gelen birliktelik ile kendini rahat bir uykuya bırakır taa ki Alexander kabus görüp Clara ya vurana kadar. Uyandığında ise korku ve üzüntü halindedir. Kabuslarında kaza yaptığını, arabanın yandığını kardeşinin öldüğünü ve bunun dışında bir şey hatırlamadığını, neler olduğunu bilmediğini anlatır ve öfkelidir. Kendini şevaktli kolları arasında Claraya bırakır. Zamanla birbirlerini biraz daha iyi tanırlar, açılışlar. Clara yeme bozukluğunu, tedavisini, özelini anlatır ailesi ile tanıştırır ; Alexander onu kırsala ailesi ile geziye davet eder. Clara her ne kadar istemese de geziye gider. Ancak geçen zaman içinde Alexander ın ailesinin baskısına ve aşağılamalarına katlanamaz. Geri döner. Alexander a onu sevdiğini söyler ve Alexander bundan kaçar. Çünkü onu seven kadınlar ölmüştür. Aynı şeyi yaşamak istemez ama Clara dan da kaçamaz. Ancak Clara gitmeye kararlıdır.

TutkuGeneva Lee · Pay Yayınevi · 2017189 okunma

·

65 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.