Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Logos
Herakleitos her şeyden önce bir Logos'a inanıyordu. Kitabının ilk tümcesi, bütün olup bitenlerin seyrini belirlediğini söylediği bu Logos'un doğru oldugunu ya da ger- çekten var olduğunu agırbaşlı bir tonda ortaya koyar. Gigon'un da ileri sürdüğü gibi Logos'tan aynı anlamda söz eden diger fragmanların da kitabın giriş bölümüne ait ol- dugunu varsaymak akla yatkın olur. Burada ilk işimiz bu Logos'un ne oldugunu an- lamaya çalışmak olacak, ancak önce, hazırlık olarak belirtilmesi gereken bir nokta var. Görünen o ki, Herakleitos "her şey bu Logos'a göre olup biter" (fr. 1) ya da ´er- reni yöneten Logos" (fr. 72) derken sözcüğü özel bir anlamda kullanır. Diğer yandan logos yaygın kullanımda geniş bir anlam alanını kapsayan sıradan bir sözcüktü ve Herakleitos da başka baglamlarda sözcüğü digerlerinin kullandığı gibi kullanır. Ay nca sözcüğü kendi felsefesine özgü bir kavram olarak kendine mal ederken bile He- rakleitos'un onu olağan kullanımlarından büsbütün kopardığına inanmak olanaksu- dir. Aşağıdaki tümcelerde sözcüğü çevirmekte güçlük yoktur; sözcük buralarda baş ka beşinci yüzyıl yazarlarında rastlanan ve Ionialı yurttaşı Herodotos'ta da bulunabi lecek tanıdık anlamlarıyla kullanılır: 108: "Logos'larını işittigim insanlarım hiçbiri. ulaşamadı" (Asagidaki 1 anlam "soz") Fr. 87 "Ahmak insanlar her logos karşısında şaşırmayı sever." (Asagdala 1. anlam: "soylen- "bildiri") Fr. 39: "Bias in logos'u başkalarından daha çoktu." (Asagidaki 2. anlam: "saygınlık," deger") Fr. 31 "Toprak toprak olmasından onceki logos'a gore olçular. (Aşağıdaki 6 anlam oran") Bu yüzden Herakleitos zamanında ve o sıralarda sözcüğün yaygın kullanımları- nun kısa bir taslağıyla işe başlamak iyi olur. Logos beşinci yüzyılda ya da daha önce sinde şu anlamlara geliyordu.35 (1) Söylenen (ya da hatta yazılan) herhangi bir şey. Kurmaca olsun olmasın bir öykü ya da anlatı (Thoukydides, 1:97; Herodotos, 1:141). Bir şey, durum ya da koşullarla ilgili bir açıkla- ma (Pindaros, Olympia, VII:21; Pythia, I1:66; IV:132, Stesikhoros, Diehl baskısı 11:1). Haber, hava- dis (Euripides. Bakkhalar, 663). Soylev (Thoukydides, 1:22, 1, burada Thoukydides soylevleri nasal aktaracağını anlatır, bu geç beşinci yüzyıla kadar yaygın bir kullanım olmayabilir, ama Herodotos, VIII: 100, 1 bu anlama çok yaklaşır). Genel olarak konuşma, söyleşme (Ilias, XV:393, Odysseia, 1:56, Pindaros, Pythia, IV:101; Aristophanes, Eşek Arıları, 47, Herodotos, Ill:148.1). Bir kahinin yanıtı için bkz. Pindaros, Pythia, IV:59. Soylenti, rivayet (Kurbaga-Fare Savaşı, 8; Tho- ukydides, VI:46.5; Herodotos, 1:75.3), yaygınlıkla ya da atasözü gibi söylenen şey (tragedyalar- da sık geçer, örneğin Aiskhylos, Agamemnon, 750; Sophokles, Trakyalı Kadınlar, 1). Fark etme, kaale almak, dikkate almak. Efendisi Herakles'le konuşmaya dalarken sırtında yükle ayakta bekleyen köle Ksanthias bu anlamda şöyle der: "Beni ya da agriyan omzumu logos'a alan yok." (Aristophanes, Kurbağalar, 87). Dolayısıyla şeylerin logos'a deger olduğu söylenir (Skythia'da laşın "logos'a deger yağmur yok," Herodotos, IV:28.2. Thoukydides, 1:50'de "logos'tan daha bu- yok" deyimi "anlatmaya söz yetmez" demektir. Burada aşağıda yer alan (2.) maddedeki "de- ger" ve "saygınlık" anlamlarına geçildiği kolayca görülebiliyor). Çok yaygınlıkla eylem ya da olgulara karşıt olarak salt sözler, laflar anlamındadır. Sophokles, Elektra, 59: "Aslında sag ol- dugum halde logos'larda olsem ne yazar?" Herodotos, IV:8.2: "Onların logos'larina göre Oke- anos yeryüzünü çepeçevre sararmış, ama gerçekte bunu kanıtlayamıyorlar, ayrıca filozoflar- dan Demokritos, fr. 82'de; Anaksagoras, fr. 7'da sözcügü benzer şekilde kullanıyor. Bu anlam en erken literatürde logos'un en çok aldatıcı konuşma anlamına gelmesiyle ilişkili olabilir (Ho- meros, Odysseia, 1:56; Hesiodos, Tanrıların Doğuşu, 229, 890; Işler ve Günler, 78, 789, cu hymnslardan Hermes'e Ovgü, 317; Theognis, 254) Ayrica sozla ya da yazılı şeyler başlığı altında su terimlere de sahibiz: antlaşma ya da an laşma (Herodotos, V:158.5); emir (Aiskhylos, Zincire Vurulmus Prometheus, 40, Persler, 363) yazılı bir yapıtın bir kasm (Herodotos, V:36.4, VII:93. Bir logos'la bir başkası arasındaki ayrimla karglastiniz Hesiodos, Işler ve Günler, 106; Ksenophanes, Dielz-Kranz, fr. 7, 1; Pindaros, Phia, X54), parasal anlamda hesap (Herodotos, Ill:142.5: "Elinden geçen paranin logos'uns vereceksin") ve boylece genelde ya da benzetme yoluyla hesap verme, Herodotos, VIII:100,3 "Yapaklarının logosunu verecekler" (onlarla hesaplaşılacak, cezalarını çekecekler) (2) Daha önce geçen "fark etme" anlamı doğallıkla değer, saygınlık, şan ve ayrıca ün (Pin dares, Isthmia, V:13 ve 26; Pythia, VIII-38) anlamına kayar. Sophokles, Oidipous Kolonos'da 11631e bir Tanrımın korumasının logosunun hiç de küçük olmadığı söylenir. Bu anlam Hers dotos'ta yaygındır: birinin gözünde logos'u olmak (1:120.5), Kral'ın gözünde logos'u olmak (N:138.1), çok ya da az logos'u olmak (1:146.3; 1:143.2 vb). Bir insanı "logosa" almak ona sayg gostermektir (Tyrtaios, Diehl baskısı 9.1). Aiskhylos, Zincire Vurulmuş Prometheus. 231'de Zeus'un ölümlere hiç logos vermedigi söy lenir. Aytu şey "Zeus'un gözünde onların hiç logos'u yoktu" diye de ifade edilebilirdi, ama menin bu haliyle logos belki de bir sonraki "düşünce" başlığına girer: Zeus olümlüleri hiç do- şünmezdi, umursamazdı, önemsemezdi. (Ayrıca buna örnek olarak bkz. Pindaros, Olympia, Vill:4: Herodotos, 1117.1 vb. Herodotos, 1:62.2'de Atinalılar önce "Peisistratos'a hiç logos ver- mediler, yani onu umursamadılar.) (3) Yunanlara göre düşünme, tartma, lehte ve aleyhte olan noktaları değerlendirme kavra nu sıklıkla kendi kendine konuşma biçiminde ortaya çıkar. Dolayısıyla logos bu anlamda da ortaya çıkar," Euripides, Medeta, 872 bu geçişi gösteriyor: Medeia'nın "kafamda tarttum som dazanılamıyla "kendimle konuştum demektir (krs. Euripides, Troialı Kadınlar, 916). Parment deste bile bu anlamdaki logos, düşünce ya da akıl yürütme olarak salt duyumla zırlaştırılabilir. ama Parmenides başka yerde logos'u şeylere getirdiği doğru "açıklama" (8, 50) ya da çoğul cla rak basitçe sözcükler (1, 15) anlamlarında kullanır. Buna yakın bir kullanım "onların logos'una gore" deyimidir ki, baglamıyla birlikte ele al manca "onların kanısına göre demektir (Herodotos, VIII:6.2). Logos (bu ornekte "Yunan donan masının yok edilmesi gerektiği"), sorulsaydı söyleyecekleri ve kendi aralarında söyledikleri seydir. (4) Sözlü ya da yazılı sözcükten kolayca gelişen bir başka kavram ise neden, sebep ya da argümandır. "Niçin şarap gönderdi, hangi logos'tan dolayı?" (Aiskhylos, Sunulan Taşıyanlar 515). "Hic logos yokken niçin sessiz kalıyorsun?" (Sophokles, Philoktetes, 730). Dolayısıyla siz bir örnenin logos'a sahip olması demek, iddia edilebilmesi ya da akla yatkan olması de- kit (Sophokles, Elektra, 466) En azından dördüncü yüzyıldan itibaren logos kişi olan bir ameyle birlikte ortaya çıkar, Fransızcadaki "avoir raison" [haklı olmak) anlamındadır (Platon, Sokrates in Savunmast, 348). Aristophanes'in Bulutlar'ında daha iyi logos'la daha kötü logos (ar- gman, kanıt) arasında bir tartışma vardır. Olasılıkla temelde sözlu bir neden olduğu için lo yalnızca bir bahane, sözde ya da duzmece bir neden için de kullanılır (Sophokles, Philohte , 362) kimi zaman da (örneğin Aiskhylos, Sunuları Taşıyanlar, 515) gerçek mi yoksa düz- mece bit nedenin mi kastedildiğinden emin olmak zordur. (5) "Boş laf" ya da "bahane" anlamlarına karşıt olarak "gerçek logos" diye bir deyim vardır (Herodotos, 1:95.1; 116,5), belli bir konudaki gerçek demektir (1-120.2'de gerçek kralların "ger- çek logos'ta krallar" oluşu gibi). Şimdiye kadar değindiğimiz anlamlar birbirinden kolayca çıkarsanabilir ve birbirine do- nüştürülebilir. Digerlerinin kullanımı biraz daha dardır. (6) Olça, tam ya da doğru ölçü. Herodotos, III:99.2: "Çoğu yaşlılığın logos'una erişmez." Krs. Thoukydides, VII:56.4 (tam sayı). (7) Uygunluk, ilişki, oranti. Aiskhylos, Thebar'a Karşı Yediler, 517 vd: Hyperbios, kalkan- na Zeus arması işlemiştir, hasmının kalkanında ise Typhon arması vardır. Zeus Typhon'u yen- digi gibi Hyperbios'a da "armanın logos'una göre (ona uygun, ona karşılık gelen) zaferi vere- cektir. Theognis 417 vd: "Kurşuna sürülmüş altın gibiyim, içimde bir üstünlük logos'u var Herodotos, IL:109.2: Nil taşarak Mısırlı bir toprak sahibinin toprağım azaltırsa, toprak sahibi vergisini kalan toprağının üzerinden "başlangıçta belirlenmiş verginin logos'una göre öderdi. VII:36.3'te Herodotos papirüsten yapılma dort, keten lifinden yapılma iki ipten söz eder. "Ka- linlıkları ve kaliteleri aynıydı, ama keten lifinden olanlar logos olarak daha ağırdı." (Oran ola- rak, yani ikisi dört papirus ipten daha az ağırdır) Daha sonrasında Platon'da da bu anlam yaygındır ve zamanla bu anlam içinde logos geçen zarflarin "benzer biçimde anlamına gelecek şekilde genişler. Dar anlamıyla matematiksel orantı ya da oran olarak logos'a Platon ve Aristoteles'te çok sik rastlanır, ama beşinci yüzyıldan kalanlar arasında bu anlama en yakın tartışmasız örnek yuka- rida aktardigimiz Herodotos, VI:36 olabilir. Yine de Aristoteles in beşinci yüzyıl Pythagorasci- lanına ilişkin açıklamaları hesaba katıldığında onların sözcügü bu anlamda kullanmadıklarını düşünmek olanaksızdır. Sözcügün iki anları daha vardır ki, Herakleitos'un kullanimin mcelerken özellikle onem taşıyacaklar "genel ilke, yasa ya da kural" ve "akil yetisi". Bunlar hiç de aynı şeyler gibi görün müyor, ama logos sozcuga oyle baglamlarda geçer ki, doğru çevirinin ne olduğuna karar vermek ginir. Bu iku karalıktan birinin tartışmasızca doğru oldugu beşinci yüzyıl örneklerinin nadir oldugunu da belirtelim Genel ilke ya da kural. Aristoteles'in Nikomakhos'a Etik'te "doğru logos tan söz etmesin dels gh, bas derdüncü yüzyıl baglamlarinda logos genel ilke ya da kural anlama gelir. Begin ci yuldan han örnekler hatalı olarak böyle çevrilmiş gibi görünüyor. Örneğin Liddell Soon-Jones, A Greek-English Lexicon ashinda logos'un "bu söz anlamına geldigi Pindaros, Olymp 32 ve Nemea, W:31'i bu başlığa yerleştirir. Ikincisinde Pindaros şöyle der: "Savaşta su legu anlamayan kişinin acemi oldugu belli olur: başarı kendisiyle birlikte acıyı getin Be son sözler Yunanca bir deyiştir ve Yunanın zihninde dünyanın olağan işleyişinin bir yönü ni ve bir genel ilkeyi dile getirir getirmesine, ama burada logos'un "soz'den başka bir anlama gelmesini gerektirecek bir şey yoktur. Bununla birlikte pasaj su önemli gerçeğe iyi bir örnek Bir sözcügun onu kullanan insanlar için bir anda ve tek bir fikir olarak ifade ettigi sey, dil- lerinde bunu ifade edecek iki farklı sözcük olanlara pekala iki farklı fikir gibi gelebilir. Örne gin fragmanin özgün oldugunu varsayarsak, Epikharmos, Diels-Kranz, fr. 2, 12'de Aoyoc flo- gos] sorcügü hem Diels'in yaptıgı gibi "yasa" hem de Hicks'in yaptığı gibi "argüman" diye de gevrilebilir. Her ikisinden daha güçlü bir olasılık, fragmandaki kata Adyov [kata logon] deyimi nin yukanda 7'de verilen Platoncu kullanımına yakın olmasıdır: "Senle ben şimdi dün oldu- gumuzdan farklıyız ve benzer biçimde gelecekte de farklı olacagız." ("Aynı oranda" deyiminden çıkan bir anlam) En yakın beşinci yüzyıl örneği hiç kuşkusuz filozof Leukippos'un "hiçbir şey rastlantıyla olaşmaz, her şey logos'la ve zorunlu olarak varliga gelir önermesidir. Burnet burada logos'u neden diye çevirir, Leukippos da belki her şeyin bir nedeni oldugundan öte bir şey kastet mez, ama önermenin evrensel ve kozmolojik bir anlamı oldugundan "her şey genel yasalarla yönetilir anlamına çok yaklaşır. Demokritos, fr. 53, olasılıkla bu anlama yaklaşır: "Çoğunluk logos'u öğrenmemiş olsa da logoa göre yaşar." Ama yukarıda (4)'teki gibi burada da "hakli neden" deyimi daha iyi bir karşılık gibi görünüyor. Benzer biçimde Platon, Devlet, 500c'de, Evreni incelerken filozof iyi düzenlenmiş ve logos'a uygun işleyen bir şeyi temaşa eder, dolayısıyla burada sözcügun "doga yasası anlamına geldigi yorumu agir basabilir, ama Jowett ve Cornford sözcügü sırasıyla "akla gore" ve "aklin yönetiminde diye çevirmekte kuşkusuz haklıdır. 19) All yetisi. Bu anlam çok açıkça (3) ve (4)'teki anlamlarla bağlantılıdır ve insanın logosa salup olmakla obar hayvanlardan ayrıldığını düşünen dördüncü yüzyıl yazarlarında du- zel olarak kargimiza çıkar. Demin aktardığımız Devlet pasajında da bu anlamı görüyoruz Ancak Epikharmos'a atfedilen kimi dizeler beşinci yüzyıldan değilse, 59 bu anlam için beşinci yüzyılda açık bir örnek bulmak zor olabilir. Onceki paragrafta aktarılan Demokritos, fr. 53'de plashkla bu anlama yaklaşır (Elbette Herakleitos'u bu taramanın dışında tutuyoruz). (10) Beşinci yüzyılda saptanması zor olup da dördüncü yüzyılda yaygın olan bir başka an- lam ise "anim" ya da "bir şeyin özsel doğasını dile getiren formül" anlamıdır. Aristoteles'te düzenli olarak görünen bu kullanım hiç kuşkusuz daha erken bir kullanımın arıtılmış halidir: Bir şeyi açıklamak ya da betimlemek onu tanımlamaya yakındır. Her zaman olduğu gibi bura- da da şuna dikkat etmek önemlidir: Sözcügün kullanımında hangi anlam ağır basarsa bassin öbür kullanımlardan kırıntılar barındırır ve yazarın düşüncesini etkiler. Örneğin gördüğü- müz gibi logos "neden anlamına gelebilir, nitekim Platon ve Aristoteles'te bir şeyin logos'u (ta- nim) onun varoluşunun nedenini içermiyorsa tam değildir. (11) Logos Yunancanın en yaygın sözcüklerindendir, dolayısıyla yer yer Ingilizcede tam eş- değerinin olmadığı bağlamlarda kullanılmasına şaşırmamak gerekir. Örneğin Herodotos, £141.4: "Bütün öbür Ionialilar ortak logos'la Sparta'ya elçi göndermeye karar verdi" ("oy birli- giyle"), 11:119.1: "Dareios Altıların ortak logos la harekete geçebileceginden ürktu" ("birlikte ya da "anlaşarak"); VIII:68: "müttefiklerin logos'u altında olduğu söylenenler" ("müttefikleriniz olarak bahsi geçenler"). Ayrıca 5'te aktarılan örnek var: "gerçek logos'ta kral olanlar" ("gerçek anlamda kral olanlar"). Yukarıdaki döküm bir sözlük maddesinin üstünü örttüğü şeyi su yüzüne çıkar- mak için yapıldı: Sözcükle düşünce el ele yürür ve Yunanların bir tek sözcükle iletti- gi kavramlar onların zihinlerinde birbirleriyle aynı kapsama sahip bir sözcükten yoksun kişilerin zihninde olduğundan daha sıkı bir biçimde bağlantılıdır. Yunanca okurken bu kavramlar arasına keskin ve sabit sınırlar çekmek zordur, kimi zaman yanlıştır da. Yazarın ne kastettiğini tam bilmek de her zaman kolay değildir
Sayfa 426Kitabı okudu
·
260 görüntüleme
Welat Boran okurunun profil resmi
Logosun fiil hali legein söylemek, konuşmak anlamında. Hint avrupa kökü toparlamak, bağlamak. Kürtçede gotin, axaftin, qalkirin komkirin, girêdan
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.