Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Butler, bizim davranış biçimlerimizle bize yapılan muamele arasındaki kıvılcımdan doğan etik sorumluluktan söz eder. Yani şiddete maruz kaldığımızda nasıl davranmaya başladığımızdan... Bu şiddete yanıt verme anımız, aynı zamanda bir karar verme ve etik bir sorumluluk anıdır. Misilleme yapmak yerine şiddet içermeyen, işbirliğine dayanan, uluslararası ilişkilerin ideallerin rehberliğinde yürütüldüğü bir şekilde toplumsal dönüşümün bir parçası olmak çok daha sorumluluk sahibi bir tavır değil midir? Elbette bu türden politikalar, içinde yaşadığımız dünyada olanaksızmış gibi görünüyor. Ne var ki mesele tam da bu. Şiddete şiddetle yanıt vermek alışılageldik bir tepkidir. Ancak yeni bir politik tahayyül tarihin gidişatını değiştirebilir. Bunu yapmaktan aciz olduğumuzu mu söylüyoruz? Eğer öyleyse şiddetin kaçınılmaz ve şiddet döngüsünün de kırılmaz olduğunu kabul etmiş olmuyor muyuz? Sağcı hıristiyanlar neden hep "göze göz"ü tercih ederler de, hiç "öteki yanaklarını çevirmez"ler? Butler, şiddete başvurmamanın her durumda illaki faydalı olduğunu söylemez. Her bir durumda şiddet iddiasını ele alıp üzerine düşünmemiz gerekir. Aklımızda tutmamız gereken, şiddete şiddetle cevap vermenin, şiddeti bir norm olarak yaygınlaştırdığıdır. O halde şiddete başvurmamak, normalleştirilmiş şiddetin yanı sıra şiddetin içindeki öfkeye karşı da bir mücadeledir.
Sayfa 115 - Dipnot YayınlarıKitabı okudu
·
46 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.