Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Yunanistan'da Orpheus tarikatının üyeleri ve başka din öğretmenleri bu inançları geliştirdi ve incelikli bir "dogum çarkı" ögretisine dönüştürdü, ama bu inançlar as- linda, en yalın haliyle Aristophanes'in kölesinin "ölünce gökyüzünde yıldız oluyo- ruz" sözlerinde karşımıza çıkan halk inancının arka planından doğal olarak ortaya çıkıyordu. Herakleitos'ta ise ruhlar, her şey gibi yukarı ve aşağı yola tabidir; başka ögeler ruhlara dadanır (fr. 36). Ama ruhların doğası ateştir (sıcak ve kurudur) ve ólum, soguk ve nemli olanın müdahalesinin sonucudur. "Ruhlar için olum su olmaktır," "kuru ruh en iyi ve en bilgedir". Ancak ölüm tam yok oluş değildir, 151 ka böyle bir şey sonsuz ve karşılıklı değişim yasasıyla çelişir. nitekim... "su toprak- tan gelir, ruh da sudan". Bu noktada Orphesusçu kavramlarla olan koşutluk çarpıcıdır. Kozmik “yukan ve aşağı yola” yakalanmış ruhlar dinsel önderlerin söz ettiği doğuş ve yeniden dogu- şun "usandırıcı çarkına" kapılmış ruhlarla aynı durumdadır. 152 Bu dinsel önderler dogru törenler ve doğru yaşam tarzıyla kendini tamamıyla arındıran bir ruhun bu çarktan kurtulabileceğini ve Tanrısal olanla kalıcı bir biçimde birleşebileceğini ög- rettikleri gibi Herakleitos'un da bunu savunduğunu tahmin edebiliriz. Eger bir ruh, kaynağı olan ateşli Logos la153 temas kurarak kendini besleme firsatlarını teper de budalaca ve "yaş" bir yaşam sürerse, suyun yoluna girer ve ilânihaye kozmik akışa kapılıp sürüklenebilir. Öte yandan bilge ruh kendisini kuru tutar, Tanrılara doğru tarzda (yani anlayarak) tapınarak içindeki ateşli öğeyi besler, Logos'u dinler, bilgeli gin bir olduğu ve bütün karşıtlıkların daha yüksek bir birliğin bünyesinde bulundu- gu hakikatini kavrar. Böylesi bir ruhun beden öldükten sonra saf ateşe dönüşerek Logos ile bir olması ve kozmik oluşum döngüsünden kurtulması, erken Yunan dú- şüncesinin bütün temayülleriyle uyumludur; Macrobius'a inanırsak, Herakleitos ru- ha "yıldızların tözünden bir kıvılcım" der (Diels-Kranz, A15: "scintillam stellaris es- sentiae"). Burnet ve başkaları fragmanlarda, ruhun ölünce suya dönüşmesinin karşıtı bir "ateşli ölüm" fikrine ilişkin kanıtlar bulmuştur. İddiaya göre bu ölüm, ruhları hastalıkla (ya da belki sefahatle; krs. fr. 117, 73)154 zayıflayıp ölenlerin aksine güçle, erdemle ve cesaretle dolu olup savaşta öldürülenlerin ölümüdür. Böyle bir görüşü asal destekleyen şey doğrudan Herakleitos'un fragmanları değil, görüşün genel tab- leyla uyumlu olmasıdır. Herakleitos'ta bu görüşü doğrulamaya en yakın metin fr. 25tir: "Büyük paylar büyük ölümlerin hakkıdır." Bu açıklama akla yatkın görünüyor. Yine de, "bütün yollarını yürüsen bile ruhun sınırlarına ulaşamazsın". Bir yirminci yüzyıl barbarının ruhun logos'unu derinlemesi- ne anlayabileceği olasılığını Herakleitos herhalde küçümser ve muhakkak bize şunu önerirdi: "Büyük meseleler hakkında rasgele tahminlerde bulunmamalı" (fr. 47).
Sayfa 487Kitabı okudu
·
63 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.