Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Memleket Bilgisi
En ilerlemiş mesleklerimizde bile tercümecilik büyük bir marifet halini almıştır. Hatta muhtelif zümreler içinde iyi tercüme yapabilen ve bunları fazla miktarda bastırıp satabilenler de meslekte ve hatta memlekette büyük insanlardan olur. Bu yol yanlış bir yol değildir. Şüphesiz cehilden ilme ve yokluktan varlığa giderken bizim de bu herkesin geçtiği yoldan geçmemiz lâzımdır. Fakat, biz bu merhaleye yeni gelmedik. Tanzimat ile tercümeciliğe başladığımız halde hâlâ yerimizde sayıyor ve hâlâ tercüme eserlerle yükselen büyüklere toz kondurmuyoruz. En yüksek mekteplerimizde ve Fakültelerimizde senelerden beri hâkim olan bu tercüme saltanatı gittikçe tesir sahasını ve nüfuzunu arttırıyor. Halbuki, kendi öz yurdumuza onun hususiyetlerine ve ihtiyaçlarına cevap verecek ne bir bilgimiz ve ne de bir bilenimiz var?.. Ziraat mekteplerimizde Merinos koyunlarının evsafı, faydaları, yetiştirilmesi, iktisadî kıymeti tafsilatıyla okunur. Fakat Anadolu'nun en mühim ihraç hayvanı olan Erzurum'un Mor koyunlarından, evsaf ve yetiştirilmesinden haberimiz yoktur. Frenk kitaplarının neşrettiği en İptidaî cemiyetlere ait içtimaî tetkikleri biliriz. Bilmesek de tercüme eder öğrenir ve öğretiriz. Halbuki Bitlis'in burnu dibindeki Mutki'de yaşayan acayip aşiretlerden dikkate şayan bir tetkik mevzuu olan Şigolardan haberimiz yoktur. Meşhur Doktorlarımız vardır. Meşhur olmuş tercümeler de yapmışlardır. Fransa'daki kaplıca şehirlerini, sularını ve terkiplerini iyi bilir ve tavsiye ederler. Fakat talebemiz Bursa kaplıcalarını ve tesiratını Bursa'ya gidenlerden öğrenir. Yanı başındaki Tuzla içmelerinin neye yaradığını tiren ilânlarına bağlı reklâmlarda okur. Hukukta yükseklerimiz pek çoktur. Roma hukukunu gözü kapalı bilirler. Fransız mahkemelerinde geçmiş meşhur davaları hafızalarında saklayacak kadar ezber etmişlerdir. Fakat Anadolu köyleri içinde geçen faciaları rastgelenler bilir. En kurnaz müstantikleri bile şahane cürüm tasnileri ile şaşırtan köy davalarından bahsedenimiz değil de tetkik edenimiz bile yoktur. Türk hukuku tarihine ise Ankara hukukunda meydana çıkarı bir yeni moda gibi dudak büker geçeriz. Yüksek İktisat doktorlarımız vardır ki büyük sanayi devlerini ve yüksek sermayeli ticaret usullerini ve nazariyelerini iyi tetkik etmişlerdir. Parlak projeli fikirlerle dünyaya yeni bir nizam vermeye heveslidirler. Fakat Şarkî Anadolu'yu geniş kredili mutavassıtlarla istismara başlayan Zağorstok şirketinden haberleri yoktur. Buna karşı koyacak tedbirleri düşünmez ve Türk köylüsünü mukabil organizasyonlarla nasıl kurtarmamız lâzım geldiğini söylemezler. Yüksek ihtisaslı Kimya doktorlarımız vardır ki Almanya'daki boyacılık sanayiine âşık olmuşlardır. Bu yolda derin bilgileri Fransız ve Alman rekabeti hakkında yüksek malûmatları vardır. Fakat memleketimizde henüz kok kömürü ve maden kömürü katranları için ortaya bir tez atılmamıştır. Öyle büyük siyasîlerimiz vardır ki yeryüzündeki bütün demokrasileri bilirler. Muhtelif memleketlerdeki intihap usulleri hakkında mukayeseli malûmatları vardır. Fakat yeni kurulmakta olan Türk demokrasisinin ıstırapları nelerdir. Bunu tetkik etmek ve doğru yolu göstermek zahmetine katlanmazlar. O kadar büyük mühendislerimiz vardır ki, Paris'ten Münih'e kadar fasılasız uzanan asfalt yollara hayran kalmışlar, dünyadaki en büyük beton köprüleri tetkik etmeyi kendilerine zevk edinmişlerdir. Fakat bu malûmat İzmir yollarında bir Beton köprünün bel verip ortasından kırılmasına mâni olamamıştır. Yüz binlerce liranın her sene metfeni olan şoselerin niçin bir sene içinde geçilmez bir hale geldiğini tetkiki arzu etmemişler ve gençleri tenvir etmesini ise hatıra getirmemişlerdir. Bu yolda daha birçok misaller söylenebilir. Avrupa memleketlerini ve onların müstemlekelerini kendi yurdumuzdan daha iyi bildiğimiz ve daha çok okuduğumuz muhakkaktır. Zaman zaman İngilizlere, Amerikalılara, Fransızlara, Ruslara ve hatta İtalyanlara, Bulgarlara âşık olur, onlara dair birçok şey okur ve kısmen olsun herkese de okutmaya çalışırız Fakat Efendiler... Artık yurdumuza âşık olmak zamanı gelmiştir. Artık Türk vatanını her sahada ve gözden laboratuvara kadar her vasıta ile tetkik zamanı gelmiştir. Her yerde bir de Memleket Bilgisi vardır. Garbın ilim metotları ile tetkik olunmayı bekleyen öksüz bir bakire gibi boynu bükük bizi bekleyen Vatan gözlerimizin önündedir. Büyük davalı ve parlak iddialı insanlardan bir ricamız vardır. Bize yalnız garp metodunu ve tekniğini getirsinler. Renkli sertifikalardan ve yüksek başlıklardan önce kendilerinden beklediğimiz budur. Bu metot ve teknik ile memleketi tetkik etmeye, öğrenmeye ve bize de öğretmeye başladıkları gün, Rönesans başlamış olacaktır. Çünkü: Bilgiler, Mefkureler, Hayatlar ve çalışmalar ancak kanını emdikleri millete ve memlekete faydalı oldukları ve onun ihtiyaçlarına müspet cevaplar vermeye çalıştıkları müddetçe yaşamaya hak kazanırlar. Ona yabancı kaldıkları ve ıstırapları karşısında bir şey yapamadıkları gün, parazit bir hayata dalmışlar demektir. Yoklukları varlıklarından faydalıdır.
45 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.