Savaş karşıtı bir adamın askere gitmek ve gitmemek arasında kaldığı kısa bir süreci anlatıyor. Kitap ne kadar küçük ve kısa olsa da verilmek istenen mesaj o denli büyük bir amaca hizmet ediyor. Vatanı savunma amacı dışında olan savaşların insanların özgürlüğünü ellerinden aldığına, halkı devlete itaat etmek mecburiyetinde bıraktıklarına duygusal bir dille değinmiş Stefan Zweig. Bu konuda olan düşüncelerim şöyle ki; ben de her aklı başında bir birey gibi savaşa karşıyım. Fakat savaşmaya, mücadele etmeye, vatanı savunmaya karşı değilim. Vatanın aleyhine olan herhangi bir hareket karşısında savaş "insan öldürmenin" dışında vatanın istikbalini savunma eylemine dönüşür. Böylelikle ne kadar savaş karşıtı olsa da bir insan, vatanına tehlike gösteren bir hareket anında vatanını terk etmeyi değil vatanını savunmayı, vatanını kendi canından öte görüp vatanının istikbali için ölmek pahasına mücadele etmeyi seçmeli insan. Böylelikle savaş cinayet anlamından çıkıp nefsi müdafaa anlamını almış olur. Son olarak, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi; "Savaş zarurî ve hayatî olmalıdır. Millet hayatı tehlikeye maruz kalmıyorsa savaş bir katliamdır." . . .

MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202161,8bin okunma

··

94 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Stygein Betumbra