Kurak bir ilkbaharın koynunda filizlenip
Yüreğimi süsleyen "gül"dü mehtabım benim
Misk-ü amber kokulu bir semadan seslenip
Kapkaranlık geceme güldü mehtabım benim
Nice bin kez tutuştum ateşiyle sevdanın
Küle döndüm, zamansız gurbetinde ferdânın
En talihli mahkumu ben miyim bu zindanın
Kollarını açarak geldi mehtabım benim
O ne müthiş cazibe, yıldızları deliyor
Kınalı saçlarından kahkahalar geliyor
Bir bakışı kavrulan ruhumu gölgeliyor
Aklımı başımdan âh, aldı mehtabım benim
Hücre hücre kuruyup mecnûn bir çöle döndüm
Perdelendi gözlerim; ıssızlığa büründüm
Bunaldım, acze düştüm, kuytularda süründüm
Dâre çeken cellâdım oldu mehtabım benim
Nurullah Genç