Billy Summers, Stephen King'in kendi tarzının dışında yazdığı bir kitap olmuş. Çoğunlukla korku, gerilim, bilimkurgu, fantezi türlerinde eserlerle bilinen yazar; bu sefer aksiyon ve suç kitabı ortaya çıkarmış. Çok okunan, sinema ve TV'ye de aktarılan kitaplarıyla kıyaslarsak yazdığı bu yeni türde çok başarılı olduğunu söylemek oldukça güç. Nedenlerine gelecek olursak öncelikle konu ve kurgu alışılmış hikayelerle dolu, yeni bir şey vaadetmiyor. Kitabı okurken olay örgüsü ve karakterlerin daha önce izlediğiniz film karakterlerine ve hikayelerine olan benzerliği çok dikkat çekiyor. Billy Summers karakterinin Clint Eastwood'un 70'lerdeki efsanevi dedektif karakteri Kirli Harry'den, köpeğinden intikam almak için bir suikastçı ordusuna meydan okuyan John Wick'ten, Vietnam Savaşı'nın travmalarını atlatmakta zorlanan John Rambo'dan, kötüleri cezalandırmak gibi bir iş ahlakına sahip olan Frank Castle'dan (The Punisher) hiçbir farkı yok. Ancak gerek konusu gerekse karakterleriyle asıl benzerliğinin Leon filmi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Jean Reno'nun Leon karakteri ile Billy Summers, Mathilda karakteri ile Alice'nin olay akışı dışında pek bir farkının olmadığını söylersek abartmış olmayız. Bunda herhalde Stephen King'in çok da yabancısı olmadığı sinema ve TV dünyasına olan hakimiyeti ve düşkünlüğünün payı fazla. Billy Summers karakteri yine buna benzer pek çok karakterde olduğu gibi geçmişi travmalarla dolu bir karakter. Bir kiralık katil olmasında çocukluk ve askerlik dönemlerinde yaşadıklarının etkisi çok fazla ancak prensip gereği (kendini aklama ve vicdanını rahatlatma çabası) yalnızca kötü insanları hedef alması karakterin "iş ahlakını" (!) ve vicdanını (!) gösteriyor. Yani Billy Summers sempatik ve vicdanlı bir tetikçi. Suikast tarihinin Hasan Sabah'ın fedaileriyle başladığı söylense de biraz zorlarsak kardeşi Habil'i öldüren Kabil'e kadar götürebiliriz. Adaletin tesis edilmediği, hukukun egemen olmadığı toplumlarda kısasa kısas yöntemleriyle kendi adaletini sağlamak veya kaosa sürüklenmek Billy Summers gibi tetikçilerle elbette daha kolay. (!) Stephen King, yarattığı karakterin Irak işgalinde arkadaşlarını kaybetmesi neticesinde yaşadığı derin üzüntülerini aktarması fakat sivil Irak halkına yapılan katliamları es geçmesi (ki hiç şaşırtıcı değil esasında) propaganda edebiyatının enstrümanlarından birisi. Öyle ki Billy Summers'in kendi anılarını yazdığı kitapta oturup Amerikan askerlerine ağlayasınız (!) geliyor. Kitabın ilk 150 sayfası bence gereksiz hikayelerle dolu ve bu bölümler oldukça sıkıcı. Kitabın sonuna doğru ise Cüneyt Arkın'ın Katiller de Ağlar filmine bağlamış adeta. Rahatsız edici bir ayrıntı da artık popüler edebiyat ürünlerinde gördüğümüz ürün yerleştirme uygulaması. Satır aralarında sık sık tekrarlanan Netflix ve Amazon reklamlarından gına geliyor. Edebi bir dil aramayan, altını çizeceğim cümlelere gerek yok diyen, 2.sınıf aksiyon filmi tadında tabiri caizse çerezlik bir kitap okumak isteyenler için önerebilirim. Daha ötesi değil maalesef.

Billy SummersStephen King · Altın Kitaplar · 2022552 okunma

·

191 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

serdar güçlü