Kitapta, gelmiş geçmiş en büyük efelerden olan Çakırcalı Mehmet Efe' nin hayatı anlatılmaktadır. Öyle ki ünü sadece Anadolu' da değil, dünyada bile duyulmuş, İngiltere' de avam kamarasında bile gündeme gelmiştir. Kitabı okumamdaki en büyük etken, efeyi öldüren jandarma komutanının benim eniştemin öz amcası olmasıdır. Eniştemlerin Yaşar Kemal' le eskiden gelen bir hukuku olduğunu, geçmiş yıllarda Kobaşlar köyünde akraba toplantısında Yaşar Kemal' i ikinci kez ağırladıklarını biliyordum. Ben kendisinin bir romanında bu köyden bahsettiğini, hatta bir dönem bu köyde kaldığı şeklinde meseleyi biliyordum. Fakat geçenlerde bir yerde karşıma çıkınca detaylıca öğrendim ki efeyi öldüren kişi eniştemin öz amcası albay Rüştü Kobaş' mış ve Yaşar Kemal kitabı yazarken kendisinin anılarını dinlemek için iki ay kadar köyde kalmış. Bunun üzerine ilgimi çekti ve romanı okudum. Çakırcalı Efe, mert ve yiğit bir insandı. (Rüştü Kobaş da bunu teyit etmektedir. Hatta cesedini Ödemiş meydanına asıp günlerce teşhir ettikleri zaman, bizzat ateş ederek efeyi öldüren Rüştü Kobaş' ın kardeşi Osman' ın "Böyle olacağına keşke efe bizi öldürseydi de bu onursuzluğu yaşamasaydı" dediği kitapta geçmektedir). Ege bölgesinde ne Osmanlı'nın ne de bir başkasının güç yettiremediği, çaresiz bir şekilde otoritesini tanımak zorunda olduğu bir isim. Tek yaptığı zorba ve zalim ağalara karşı gariban halkı korumak; ve bu ağalardan aldığı fideyeyi yoksul insanlara paylaştırmaktı. İşin ilginç tarafı Çakırcalı hiç bir zaman dağa çıkmak istememiş, defalarca normal yaşama dönmeye çalıştığı halde içinde bulunduğu toplumun baskısı ve şartların neticesi olarak efelik yapmak zorunda kalmıştır. Kitapta kendisinin yaşam hikayesi, ibretlik bir şekilde Yaşar Kemal' in usta kalemiyle anlatılmaktadır. Bir "insan hikayesi" okumak isteyenler için şiddetle tavsiye edeceğim bir kitap.

Çakırcalı EfeYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20125,2bin okunma

·

54 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.