Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

216 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
"Ölüm Bilinci Bizi Daha Yoğun Yaşamaya Yöneltir"(s.215)
Veronika Ölmek İstiyor adındaki bu kitabın kapağında deli gömleği giydirilmiş olan kız, bir odaya kapatılmış, arkası dönük... Ne iç karartıcı bir manzara değil mi? Ve bu manzara, ilk izlenim olarak çok soğuk renklerin, olumsuz duyguların, umutsuz, iç karartıcı, acınası durumların habercisiymiş gibi duruyor. Zaten ölmek istiyor ya kız, kolları da bağlı, sürekli intihara meyilli bir çılgın... Aman gençlerimizden uzakta dursun, kitabı kitaplıkta şöyle gerilere koyalım da gözönünde bulunmasın... Biraz abartmış olabilirim ama kitabı okumak isteyenler arasında benim gibi bu düşüncelere sahip olanlar varsa böyle düşünmesinler, çünkü bu kitap hiç de bu izlenimler değil. Tam tersine Veronika ölmek istemiyor. Zaten yazarı az çok tanıyan, daha önceden başka eserlerini okumuş olanlar, yazarın karamsar kitaplar yazmadığını, var olmanın gayesini keşfeden konuları ela aldığını bilir. Çünkü; Paulo Coelho kırklı yaşlarına yaklaşırken Hristiyanların Batı Avrupa'dan başlayıp İspanya'da Santiago de Compostela kentinde sona eren yedi yüz kilometrelik geleneksel hac yolculuğunu yapmış. Bu hac yolculuğunu ''Hac" adlı kitabında anlatırken " yeniden doğuşumun hikayesi" diyor. Yazar kaleme aldığı karekterleriyle okuyucu için hayatı sorgulama, anlamlandırma, kişisel dönüşüm, ruhsal arayış, kişinin iç dünyasını keşfetmesi, hayallerin peşinden gitme konularında özel dersler sunuyor. Okuduğum diğer kitaplarında olduğu gibi yazarın dili sade, anlaşılır ve sürükleyici. Üslubu o kadar güzel ki ne bir cümle fazla betimlemesi var, ne sıkıcı ders verir gibi sözleri. Her cümle tam kıvamında. Okuma isteğiniz hiç azalmıyor ve kitaptan ayrılamıyorsunuz. Bunun sebebi yazarın eserlerini "büyülü gerçeklik" akımı ile ele alması olabilir. Yani okurken gerçek hayattın içindesiniz ama bazı olaylar akılla açıklanamayacak ölçüde gerçek dışı kurgudur. Bu gerçekdışılık sizi hep kitapta tutuyor. "Herkesin ne olursa olsun hayatta kalmak için savaşını verdiği bir dünyada, ölmeye karar verenleri anlamak kolay mı?"(s26) Peki ölmeye karar veren Veronika'yı anlayabilecek miyiz? Bu kitapla beraber hem Veronika'yı hem de kendinizi anlayacaksınız desem size? Veronika güzel, hayat güzel, gençlik var, eğlence var ve anne babası sağ yanında, güzel bir işi hayatı var, görünürde hiç bir sıkıntı yokken asıl mesele ne? ''Hayatta istediği hemen hemen her şeye kavuştuktan sonra, varlığının hiçbir anlama gelmediği sonucuna varmıştı, çünkü her şey her gün aynıydı. Böylece ölmeye karar vermişti.'' Anne babasının karşılıksız sevgisi Veronika da suçluluk duygusuna neden olmuş.''... onları üzmekten korktuğu için hayalini gerçekleştirmenin bedelini ödeyememişti. Belleğinin derinliklerinde yatıyordu o hayal artık; gerçi arada bir, çok güzel bir konser ya da çok iyi bir plak dinlediğinde canlanır gibi oluyordu, ama o zaman duyduğu kıstırılmışlık duygusu o kadar ağır geliyordu ki, hayalini bastırıp derin uykulara gönderiyordu yeniden. '' Veronika aslında kendini hiç riske atmamış, hayatı hep olabildiğince basit yaşamış. Kendini hep kısıtlamış. Kendini keşfedememiş. Sınırlarını bilmiyor, neyi yapıp neyi yapamayacağını bilmiyor. Yaşamış aslında ama hayatını yaşayamamış. Bu yüzden ki bir anlamı yok hayatın. Veronika intihar ettiğinde akıl hastanesine yatırılıyor. Ve doktoru ona intihar etmek için aldığı ilaçların kalbinde ağır bir hasara neden olduğunu, kalbinin ancak bir hafta dayanabileceğini, 7 günlük kadar bir ömrünün kaldığını söylüyor. Veronika ölümü kovalarken, ölüm tarafından kovalanan durumuna düşüyor. Bu arada belirtmek istediğim bir husus var bu kitap için '' Yedinci Gün Serisi 2 '' yazıyor. Seri diyerek gruplanan kitapların birbiriyle hiç bir alakası yok. Bu üç kitabın ortak noktası sadece yaşanılan olayların yedinci günde sonuçlanmasıdır. Veronika akıl hastanesinde ölümü beklerken bazı insanlarla tanışıyor. Aklı başında olan ama kendini çevreye uyum sağlayamayışıyla deli olduğuna inananan insanlarla... Veronika ile biz de tanıyoruz o karakterleri ve farklı hayatlarıyla örnek oluyo. Depresyon geçiren, panik ataklar geçiren, şizofreni olan kişilerle arkadaşlık hatta aşk yaşamaya başlıyor. Bu kişiler Veronika'ya baktıkça hayatlarının ne kadar değerli olduğunu anlıyorlar aynı şekilde Veronika da bu kişilerle beraber yaşamanın değerini anlıyor. Bize de bu lezzetli pastadan güzel ve anlamlı bir dilim düşüyor. Kitabın bize vermek istediği anadüşünce ise tam da bu alıntıda açıkça yazıyor. ''Doğru davranışların elkitabını olduğu gibi izlemek yerine kendi yaşamlarını, isteklerini, serüvenlerini keşfetmelerini, YA-ŞA-MA-LA-RI-NI söylerdim onlara. Katoliklere İncil'den, Müslümanlar Kuran'dan, Yahudilere Tevrat’tan, ateistlere ise Aristo'dan örnekler verirdim." Son olarak kitabın bana sorduğu soruyu ben size sorayım.“Şu anda yaşama fırsatım var, bunu değerlendirebiliyor muyum?” Yazdığım incelememi bu cümleye kadar okuyup zaman ayıran herkese teşekkür ederim. Umarım faydalı olur. Herkese her zaman yazdığım gibi çok kitaplı, bol okumalı günler dilerim.
Veronika Ölmek İstiyor
Veronika Ölmek İstiyor
Paulo Coelho
Paulo Coelho
Veronika Ölmek İstiyor
Veronika Ölmek İstiyorPaulo Coelho · Can Yayınları · 202077,1bin okunma
·
56 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.