Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

270 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 saatte okudu
Utanç ve haset birbirini besleyen iki duygu. Başlangıçta haset, toplumun beklentilerine öyle veya böyle ayak uyduramayan bireyin hissettiği utanç duygusunu bastırmaya başlayarak ortaya çıkardığı bir duygu olarak önümüze geliyor. Sonrasında hasetin dikkat çekeceği düşüncesi ise yeniden utancı doğuruyor ve bu döngü böylece devam ediyor. Yazar, bu duyguların Antik Yunan’a kadar izini sürerken dinlere de referans vermeyi unutmuyor. Yani tarihimiz kadar eski ve ciddi bir durum bu. Günümüz dünyasında bence oldukça önemli bir konu. Artan sosyal medya kullanımıyla birlikte toplumun beklentilerinin de giderek arşa çıkması ve kıyaslamanın çok daha kolay yapılabilir hale gelmesi koskocaman bir utanç ve haset toplumunu beraberinde getiriyor. Utanç aslında bir açıdan olumlu bir duygu zira bireyin sosyalizasyonunu sağlayarak onu toplumda yaşayabilir uyumlu bir birey haline getiriyor. Ancak karşılanması güç beklentiler ve bunları bir şekilde yerine getirebilenlerin varlığı, bu utanç duygusunu zehirli bir hale getirerek hasedi doğuruyor. Temel mesele, eksikliğin verdiği utanç. Bu aynı zamanda iki yönlü zira fazlalığı olduğunu düşünen o fazlalığını koruyabilmek adına eksik olanın eksik kalmasını talep ediyor. Hegel’in efendi ve kölesi gibi. Bu duygularla boğuşmak zorunda kalan ve bu yüzden hayatı kendine zindan eden insanlar olduğunu biliyorum. Benzer bir şekilde maruz kaldıkları haset yüzünden mutsuz hissedenlerin olduğunu da. Bence bu duyguları anlamaya, fark etmeye ve kabullenmeye ihtiyacımız var. Bu sebeple, bu kitap mükemmel bir başlangıç noktası olabilir.
Utanç ve Haset
Utanç ve HasetBenjamin Kilborne · İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları · 201413 okunma
·
205 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.