Hz. Musa, kavmini Mısırlıların zulmünden kurtarıp Kızılde- niz'in karşısına geçirir geçirmesine ama acaba bu kavim vadedil- miş topraklara girmeye layık mıdır? Sina ve Ürdün çöllerinde başlar imtihan. Allah'ın gönderdiklerine sadakat gösterecekler mi, yoksa eski firavunların dini olan putlara tapmaya devam mi edecekler?
İlk sınavı Hz. Musa Sina Dağı'na çıktığında verecekler ve peygamberlerine oracıkta ihanet edip Eski Mısır Tanrısı Hator'a (buzağı tanrı) dönüvereceklerdir. Çöl tevekkül gerektirir. Her gün bıldırcın eti ve kudret helvası gelse de... Ama olmuyor, evvelki bölümlerde de anlattığımız üzere isyanları, itaatsizlikleri devam ediyor.
Onca imtihan ve savaştan sonra Musa as kavmi artık Kudüs önlerindedir. Allahu Teala onlardan şehre girerken günahlarını itiraf etmelerini ve tevbe ile içeriye girmelerini ister. Mabed Tepesi'ni gördüklerinde, "Het het" (Günah günah) diye haykırmaları arınma talebi ile girmeleri istenir. Ancak Israiloğulları böyle yapmaz. Beytü'l-Makdis'i görür görmez "Hitta hitta" (Buğday buğday) diye bağırırlar. Yani günahlarını itiraf etmek, hataları ile yüzleşmek istemezler. Onların bu itaatsizliği, arkasından gazap getirir. Kavmin içinde salgın hastalıklar zuhur eder ve itaatsizliğe devam eden niceleri helak olur. İşte bu hadiselerin yaşandığı yer olması sebebi ile bu kapıya Babü'l-Heta denir. Tarihte meydana gelmiş bu ibretlik hadise elbette hem İsrailoğullarının hem de Allah'ın kulu nice insanın kulağına küpe olmuş olmalıdır ki İslam sonrasında bu kapı, içinden geçilirken daima tevbe edilen bir kapı haline gelmiştir. Hitta Kapısı'ndan geçerken günahlarından af dileyenlerin affedileceğine inanılmıştır. Tefsir âlimlerinin ekserisinin tasdiki ile Bakara Suresi'nin 58 ve 59. ayetlerinde bu kapıdan ve bu kapı civarında İsrailoğullarının başından geçen hadiselerden bahsedilmektedir.