“Dune Mesihi, güneşten merhamet dilemeyen bir tanrının, insanlaşma mücadelesi” Bence bu cümle Dune serisinin ikinci kitabı olan Dune Mesihi’ni muhteşem şekilde özetliyor. Cihattan sonraki 12 yılda Paul artık hem bir imparatorluk kurmuş hem de halkı tarafından kurtarıcıdan çok bir tanrı olarak görülmeye başlamış. Kehaneti kullanması, Chani’ye olan aşkı ve altına girdiği sorumluluk Paul’ün gözünü gittikçe kör edip kendisini hata yapmaya açık hale getirirken kehaneti kullanmak ve geleceği görebilmek Alia’nın bir şeyleri daha net görmesini sağlıyor. Kitap boyunca Paul; “insan” ve “tanrılaşma” kavramları arasında sıkışmış, cihadı engelleyip geleceği kontrol almaya çalışırken artık kendisine ait ayın kaybolduğu gerçeğiyle yüzleşmeye çalıştığını görüyoruz. İmparatoru alt edip üstüne gücü elinde tutmak için İmparatorun kızı Prenses Irulan’la evlenmesi, evlat kaybı, engellemeye çalıştığı Cihat’ı kendisinin yerine getirmesi ve göçebe bir halktan metropolde yaşan şehirli bir halk oluşturma çabaları da Paul’ü git gide tüketmeye başlamış. Bununla beraber başkalarının görünümüne hatta kişiliklerine bürünebilen yüz dansçıları, ölü bedenler üzerinde belli amaçlar doğrultusunda programlayarak diriltebilen Tleilax’lar, iktidara sahip olma hırsıyla manipüle edilen Prenses Irulan ve var olması uğruna her şeyi yapan yozlaşmış Rahibeler Birliği’nin Kuisatz Haderah’larını bitirmek ve onun tekelinde bulunan melanjın gücüne kavuşmak için oluşturduklar şer ittifakına karşı hem tek başına hem de artık tam olarak kime güveneceğini bilemez bir halde. Cengiz Han ve Hitler’e yapılan göndermeyle de beraber asılda din, devlet, siyaset, politika ve toplum belki de biraz manipülasyon üzerinden anlatılan çok net ve sağlam doktrinler var. -Dipnot- Şu anda serinin 3.kitabını okuyorum ve genel manada seriyle ilgili takıldığım tek nokta olay ve zaman akışının çok hızlı ilerlemesi. Dune Mesihi’ni okurken bir anda Cihat’tan 12 yıl geçmiş olması beni biraz rahatsız etmişti çünkü Paul’ün ve Fremenler’in o 12 yıl boyunca geçirdikleri süreci okumak isterdim. Frank Herbert’ün kaleminin gerçekten çok güçlü olduğunun ve Dune evrenini daha iyi oturtmak için ilk kitabın arkasında bir sözlük bulunduğunun da bir kez daha altını çizmek isterim. -Spoiler!- Nerdeyse kitap zaten Chani’nin ölmesinin üzerine dönen entrikalar ve Paul’ün bunu geciktirmek için neredeyse kendisinden ödün vermesi üzerine kuruluyken Chani’nin ölümü beni o kadar sarsmadı ama Paul’e bu kadar hızlı veda edeceğimi asla düşünmemiştim. Galiba Dune’da zaten asıl karakter diye net bir şey yok ama muhtemelen asıl hikaye ikizler ve Alia üzerinde kurulu…

Dune MesihiFrank Herbert · İthaki Yayınları · 20216,2bin okunma

·

31 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

bahtesevilgen