Gönderi

Anadolu'da Sihirli Taşlar
Bu yazının ilhamını Edebiyat Mecmuasında Üstat Köprülüzade Fuat Beyin Taş ve Halk bilgisi haberleri mecmuasında Caferoğlu Ahmet Beyin "Türklerde sihirli taşlar" atlı makalesinden aldım. Türkiye'nin her yerinde "TAŞ"lar vasıtasıyla tefe'üller yapılmakta, hastalar tedavi edilmekte, muratlar elde edilmekte olduğuna dair hususî bir itikadın elân yaşamakta bulunduğunu görmekteyiz. Eski bir Türk âdeti olan Sihirli taşlar hakkında "Anadolu"da işittiğim ve not ettiğim birkaç maddeyi Atsız Mecmua'ya taktım ediyorum. Bursa: 28/9/926. Akrabalarımızdan Nuriye Hanım anlatıyordu: ışıklar semtinde Askerî lisesinin arkasında "Piremir" isminde bir türbe var. Derdi olan bir kısım hanımlar o türbeden üç taş alırlar, bu taşlan iyi bir yerde muhafaza ederler Eğer bu taşlar bir kazaya uğramadan saklanabilirse saklayanın niyet ettiği murat hasıl olurmuş. Nevşehir: 8/5/927. Resim muallimi Yaşar Bey karşımızda ki dağı işaret ederek dedi ki: Bu dağın adına Kahveci dağı derler; dağın cenup silsilesinde görülen şu kaya şubesine Nevşehir kadınları tali denemeye giderler ve orada bulunan taşlarla tefeül ederler, arzu ettikleri murada ereceklerine itikat ederler. G. Antep: 5/11/929. Cingife köylü molla Mehmet Ef. naklediyordu: Kendim tecrübe etmedim fakat dişlerim ağrıdığı zamanlarda bana çok defa şu ilâcı tavsiye etmişlerdi. Dişi ağrıyan bîr adam yedi tane çakmak taşını suda kaynatır ve o su ile dişlerini gargara ederse ömrü oldukça diş ağrısı görmezmîş yani dişleri çakmak taşı kadar metin olurmuş. Nizip: 10/2/930. Hamamcı Süleyman Ağa hikâye ediyordu: Bir çocuğun dişleri çıkmağa başladığı günlerde çocuğun anası 7 tane çakmak taşıyla yavrusunun yeni çıkan dişini 7 gün birer defa hafifçe döverse o çocuğun sonuna kadar dişi düşmezmiş. Nizip: 14/2/930. Nizip'te Cumhuriyet mektebinin şarkında eski bir türbe vardır. Kadınlar yakın vakitlere kadar bu türbenin içindeki taşlardan birinin terleyip terlememesini tefe'ül ettiklerini herkes defeatla söylenmektedir. G. Antep: 2/1/931. Maarif kâtiplerinden Ahmet Muhtar Bey söylüyordu: Şehrin şarki şimalisinde "Aydın baba", kale içinde "İmam Gazali", Şihcan tekyesinde "Şihcan" Çınarlı semtinde "Lo Baba" ziyaretlerinde kadınların bazı ufak duvar deliklerine birer küçük taş sıkıştırarak murat diledikleri görülmektedir. Bu taşlar duvara yapıştığı taktirde niyet olunan, muradın hasıl olacağı itikat olunur. Aynı zamanda Şihcan camiinde hâlâ mevcut olan kara bir taş sütunu vardır ki mukaddes bir abide gibi ziyaret olunur. Baş ağrısı gören kadınlar bu taşa başlarını sürerler ve bu taşın Hicaz'dan kendi kendi‐ne geldiğine inanırlar. G. Antep: 4/1/931 Maarif daktilosu Hatice Hanım dedi ki: Burada bazı ihtiyar kadınlarda çıkınlar içinde saklanmış kırmızı renkte bir taş vardır. Bu taşın ismine "Korku taşı" derler. Bir kimse korkarsa bu taşı beyaz bir taşa sürterler, beyaz taş bir miktar kırmızıya boyanır, sonra beyaz taştaki bu kırmızı boya yıkanır ve onu yıkayan su korkan adama içirilir. Bunu içenin bu suretle korkusu tedavi olunur. 10/1/931 tarihinde Anteb'in şarkında "Günü dağı" etrafına toplanmış birçok kadın görmüştüm dikkat ettim tahkikat yaptım. Meğer orada bir delikli taş varmış Boğmaca öksürüğüne tutulan çocukları bu delikli taşın içinden geçiriyorlarmış. Ayrıca öksürük için çocukların boynuna takılan daha bir nevi taş da vardır ki bunu dahi boğmaca öksürüğüne şifalı sayarlar. Göz taşı, kan taşı gibi taşlar da hep bu meyanda birer derde şifa addedildiği hemen Anadolu'nun her yerinde görülen acubelerdendir. 20/6/931 tarihinde Kilis'in cenubunda Türkmenler'in meşhur "Yel baba" türbesinde kalkın kadın erkek türbe etrafında yedi türlü taşa taabbüt ettikleri vakidir. Görülüyor ki Anadolu'da "Taş"a karşı mühim bir rabıta vardır ve bu rabıta adeta bir akide halindedir. Bu mes'ele tamik edilecek olursa daha yüzlerce madde elde etmek işten bile değildir. Adana İlk Tedrisat Müfettişi Ahmet Rıza
·
112 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.