Bildiğim en mutlu anlarımdan biri, bir topluluktan ayrılıp arabama oturduğum, kapısını kapatıp anahtarı soktuktan sonra, sigaramı arabanın çakmağıyla yakıp sonra anahtarı çevirip ayağımı gaza bastığım andır; insanlar bana yorgunluk verir, erkekler de.
Neşeli olmaya gelince; bunu önemsemem dediğim gibi.
İnsan bazen yumuşuyor ama sonra gene toparlıyor kendini. Yorgunluk işaretleri!
Çelikteki gibi. Duygulanmak, saptadım bunu, yorgunluk işaretidir, başka bir şey değil, hiç değilse bende böyle bu.
İnsan gevşiyor! O zamanlar mektuplar yazmanın bile yararı yok yalnız olmamak için.
Hiçbir şey değişmiyor; sonra insan tek başına evde kendi ayak seslerini duyuyor.
... Bütün bunlar acıklı değil, yorucu yalnız: İnsan kendi kendine iyi geceler dileyemez.