Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

1062 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Merhaba arkadaşlar. Temmuz ayı tüm iyi dileklerimizin aksine kötü geçen hem de oldukça kötü geçen bir ay olmasına rağmen okuduğumuz birkaç kitapla bir nebze olsun idare etiğimiz bir ay oldu. İnsanın yaşamasını bile dilemeyeceğimiz olaylar silsilesinin tüm bir ay peşimizi bırakmadığı ve bu nedenle lanetli ilan ettiğim bir ay da oldu benim açımdan. Umarım, gelecek, yeni ayla beraber iyi şeyler de getirir. Şimdi, devam edelim. Ahmet Mithat Efendi ile alakalı olabildiğince geniş, uzun ve tüm kitapları hakkında genel bir inceleme de bulunacak bu yazımızda da. Evvela bunu söyleyerek başlamak istedim. Şimdi birkaç kitabını okuyacak belirli bir sırayla gideceğiz ama birkaç yıl sonra bir okur, yazarın kitaplarını merak edip geldiğinde sadece incelemeyle değil aynı zamanda Ahmet Mithat Efendi ile ilgili bir şeyler öğrensin, bizim de araştırmalarımız birkaç günle kalmasın uzun yıllara yayılsın diye çabalıyoruz. Yazarlarımız arasında daha fazla eseri olan birisi yok ve bu kadar çok kitap yazıp daha pek çok kitabı değil basılmak, günümüz Türkçesine bile çevrilmemiş birinin eserleri üzerine çalışma yapmak da haliyle epey zor oldu takdir edersiniz. 2022 yılı Kasım ayından beridir bir yandan bu projemle uğraşıp bir yandan da günlük hayatıma odaklanmaya çabaladığım için de burada ekleyeceğim genel bilgileri diğer incelemelerde de paylaşacağım. Paragraf düzeni ise sadece okunan kitabın anlatıldığı bölüm büyük harflerle kitabın adı iki kere yazılmak şeklinde olup, aradaki boşluğa yapılan kitap incelemesini içerecek, kalan kısımlar genel bilgi üzerine olacaktır. AVRUPA’DA BİR CEVELAN İddia ediyorum yazı makinası Ahmet Mithat’ın en güzel, en komple kitaplarından biridir. 1000 sayfalık bir külliyat olmasının da bunda etkisi var tabi. Aynı zamanda bir yarım hikayedir. Bitmemiş bir final gördüm çünkü ben. Ya da aniden bitirilmiş. Ne fark eder, bir yarım kalmışlık var kısaca yazıda. Yabancısı olmadığım bir durum. Genelde Ahmet Mithat denilince aklımıza 80-200 arasında sayfa sayısında hikayeler gelirken bu defa 1000 sayfalık bir yazı gelince haliyle bunu değerlendirmek de buna uygun olacaktır. 1889 yılında Stockholm’de düzenlenen Şarkiyatçılar Kongresi için Osmanlı da bir delege gönderir ve gönderilen kişi de Ahmet Mithat Efendi olur. O dönemi bilmem ama onun eserlerini okuyanlar olarak bu dönemde böyle bir eserin değerini daha iyi anlıyorum. Gerçi o dönem için de bu duruma ehemmiyet verilmiş ki Tercüman-ı Hakikat gazetesinde 71 günlük bu geziye ait izlenimler olduğu gibi yayımlanır ve bu beğenilmiş ki kitaplaştırılmış diye düşünüyorum. Aynı zamanda bu seyahatin o dönem için yapılan seyahatlere oranla daha uzun olmasının sebebi de resmi olarak seyahatin bitmesine rağmen bizim yazı makinesinin gezmelere doyamaması diyebiliriz. Zaten onun anlatım tarzı ve açıklamalarını göz önüne aldığımızda temel amacının ben buralara gittim, burada şu vardır, şunlar yapılır gibi bir anlatım değil; memlekette herkes her yeri gidip görmeli ama haliyle bunun mümkünü yok, ben öyle bir anlatayım ki insanlar oraya gitmişler gibi her şeyi gözünde canlandırabilir duruma gelsin düşüncesi vardır. Günümüzde dalga geçilen, amiyane tabirle SALAĞA ANLATMA denilen hususu en iyi yapan kişi de Ahmet Mithat’tır. Bilerek ‘Betimleme’ gibi bir tanım kullanmıyorum çünkü bu Ahmet Mithat ve onun yazdıkları yanında kişisel hakaret gibi kalır. Onun bir anda bir şeyler anlatırken anlatımı, hikayeyi veya herhangi bir şeyi yarıda kesip anlattığını detaylandırma huyu da meşhurdur. Mesela bir yeri anlatıyor, diyelim bir bölgenin coğrafi özelliklerinden bahsediyor, coğrafya nedir ve coğrafi özellikler neye denilir, anlatımını durdurarak bunlara da cevaplar verir kendince ve okuyucusunu aydınlattığına emin olduktan sonra anlatmaya devam eder. Bu kitapta da göreceğimiz üzere coğrafi özelliklerinden başladığı anlatım, şehrin görünüşünün detaylı tasvibi ile ilerler ve coğrafya denince akla gelen işte iklim, nüfus gibi konularda iyice bir aydınlatma yapar. Yani bir tanıtım okudunuz diyelim Ahmet Mithat’ın bu kitabından. Gözünüzde mutlaka bir şehir canlanır. Yine onun anlatımına bağlı kalarak aynı anda hem ticaret yapan insanları ve şehrin pazarını görmek mümkün olurken aynı zamanda savaşan iki farklı topluluğu da aynı anlatım içerisinde görebiliriz. Aynı anda hem eleştiri hem de övgüler gördüğümüz bu kitabı anlatarak bitirmek de pek mümkün değildir aslında. Gene de elimden geldiğince bilgi vermek istiyorum. Sayfa sayısı korkutabilse de açıkçası okuma keyfini düşününce hak vereceğinizi inanıyorum ve evet bu kitabı da isteyen herkese göndereceğim. O dönem Avrupa bakış açısını da az çok tahmin ediyorsunuzdur. Kendisi başta Kiliseler olmak üzere gezip görülebilecek pek çok yere gidiyor ve burada gördüklerini anlatıyor. Kilise, müze, tiyatro, saray, kütüphane ve daha pek çok yeri ziyaret eder, kendince çıkarımlar yapar, gidilmesi gereken yerleri anlatır bununla da yetinmez aslında buradan onların kültürlerine ait yorumlar yapar ve nasıl yaşadıklarını da anlatmaya çalışır. Bunca farklı özelliği düşündüğümüzde sadece bir ANI veya GEZİ YAZISI olarak tanımlama yerine iyi bir külliyat ve SEYAHATNAME demek daha doğru olacaktır. Aynı zamanda kitaba bunca emek veren insanlara değil bir teşekkür, ellerinden emeklerinden saygıyla öpmek de gerek. Yabancı bir kelime yani Türkçe ama artık kullanılmadığı için bize yabancı gelen bir kelime ile karşılaşırsak hemen sayfa altında bunun güncel olan bir anlamı olduğu gibi genellikle kitaplarda karşımıza çıkmayan, anlamı verilen bir kelimenin anlamının tekrar verilmemesi gibi durumlar yerine okuma düzeni ve okuma zekasına orantılı olarak biraz sayfa sonra tekrar aynı kelime gelirse o kelimenin anlamının da yeniden verildiğini görüyoruz. Mesela Mukaddime kısmında Kâri kelimesi var Okuyucu anlamına gelen, 5 sayfa sonra karşımıza tekrar çıktıysa altta yeniden anlamı verilmiyor ama 40 sayfa sonra yine karşımıza çıkarsa yeniden ne anlama geldiği yazılıyor. Bu çok anlamlı, bu kitap çalışması da oldukça anlamlı zaten. Şöyle bir toparlarsak kitapta en çok yer verilen şehir Paris. Büyük ihtimalle oranın yaşam koşulları ya da rahatlığından hoşlanmış olabilirler çünkü kitapta verildiği üzere Hoca Tahsin Efendi’nin bir şiiri bile var bu konuda: Paris’e git ey efendi akl u fikrin var ise Aleme gelmiş sayılmaz gitmeyenler Paris’e Görüldüğü gibi Paris o dönem için çok farklı görülen bir yer ve yazar da epey şehirden bahsediyor. Hani bazen denilebilir ki, ah bir telefon benzeri teknoloji olsa da Ahmet Mithat bize biraz görüntü de ulaştırabilseydi. Harika olmaz mıydı? Gerçi o zaman da bu kadar etkileyici bir anlatım ortaya çıkar mıydı orası şüpheli. Son olarak şunu söyleyelim: Maneviyat olarak Doğu medeniyetinin üstünlüğünü söylüyor yazar. Maddiyat olarak da haliyle Batı üstün oluyor. Günümüzde değişen bir şey var mı? İyi bir tartışma konusu çıkar buradan. Çok değerli bir eseri böylece geride bırakmış olduk. Hepimize iyi okumalar dilerim.. AVRUPA’DA BİR CEVELAN Kitap incelemesi ardından devam ediyoruz. Evvela Ahmet Mithat Efendinin eserlerine ve neleri okuduk neleri okumadık bunları ayırdığımıza yönelik açıklamaları yapacağız. Bulabildiğimiz kitapları ve bunların neler olduğunu anlatacak, bulduklarımız üzerinden sıralı bir liste yaparak ilerlemeye çalışacağız. Aynı zamanda bu birkaç günlük - haftalık proje de değil. Yaklaşık 3 ila 5 yıl arasında düşündüğüm zaman dilimini kapsayarak son bulacak bir proje olacaktır. Hatta bu süreçte ve sonrasında bizlere yardımı dokunacak her türlü bilgiye de açık olduğumuzu belirtmek isterim. Araştırma sürecinde bulduğumuz eserler neler oldu? Neleri sıraladık? Şöyle bir isim sırası şeklinde ilerlemenin en doğrusu olduğu kanısındayım ve burada büyük emek harcadığımı belirtmek isterim: Acaib-i Alem Ahmed Metin ve Şirzat Alayın Kraliçesi - Alayın Kraliçesine Zeyl Aleksandr Stradella Altın Aşıkları Amiral Bing Arnavutlar Solyotlar Avrupa’da Bir Cevelan Ben Neyim? Beşair Beşir Fuad Bir Acibe-i Saydiyye Cellad Cinli Han Çengi Çerkez Özdenler Çingene Çocuk Melekat-ı Uzviye ve Ruhiyesi Dolaptan Temaşa Durub-u Emsal-i Osmaniyye Hikamiyyatının Ahkamını Tasvir Dünyaya İkinci Geliş yahut İstanbul’da Neler Olmuş Dürdane Hanım Demir Bey yahut İnkişaf-ı Esrar Eski Mektublar Esrar-ı Cinayat Eyvah Felatun Bey ile Rakım Efendi Fenni Bir Roman yahut Amerika Doktorları Gönüllü Gürcü Kızı yahut İntikam Hasan Mellah yahut Sır İçinde Esrar Hayal ve Hakikat Haydut Montari Hayret Henüz On Yedi Yaşında Hilal-i Ahmer Cemiyet-i İnsaniyesinin Tarihi Hikmet-i Peder Hüseyin Fellah İstibşar Jön Türkler Karı Koca Masalı Karnaval Kıssadan Hisse Letaif-i Rivayat (İçerisinde 21 öykü vardır. Bazı öyküler farklı kitaplarda farklı isimlerle yayımlanmış olabileceğinden buna da değineceğiz ve o öyküleri de ekleyeceğim) Suni’fi Zan Gençlik Esaret Teehhül Felsefe-i Zenan Gönül Mihnetkeşan Firkat Ölüm Allah’ın Emri Bir Gerçek Hikaye Bir Fitnekar Nasib Çifte İntikam Para Kısmetinde Olanın Kaşığında Çıkar Diplomalı Kız Dolabdan Temaşa İki Hudutkar Emanetçi Sıdkı Cankurtaranlar Ana Kız Menfa Mesail-i Muğlaka Müdafa’a Müşahedat Nedamet mi – Heyhat Niza’ı İlm-ü Din Pariste Bir Türk Rikalda yahut Amerika’da Vahşet Alemi Seyyadane Bir Cevelan Süleyman Musli Şeytankaya Tılsımı Şopenhavr’ın Hikmet-i Cedidesi Taaffüf Üss-i İnkılab ve Zübdetül Hakayık Vah Volter Volter Yirmi Yaşında Yeniçeriler Yeryüzünde Bir Melek Görüldüğü üzere bizim bulabildiklerimiz Ahmet Mithat kitaplığında yalnızca %15 civarında. Daha bunun yayımlanmayan, çeviri bekleyen, illa ki kaybolan veya yazar tarafından yazılıp da ona ait olduğu imzası olmadığı için anlaşılmayan gibi pek çok çeşidi var. Elimizden geleni de yapacağız bu konuda. Şimdilik araştırdıklarımız ve bulduklarımız bu kadar. Birkaç yıl sonra yeniden bu çalışmalara döndüğümüzde hem yeniden araştırmamıza gerek kalmayacak hem de –umudum bu yönde- yeni bilgilerle harmanlamaya çalışacak ve eldeki Ahmet Mithat eserlerini güncellemeye çabalayacağız. Bu konuda kütüphaneci ve moderatör arkadaşlardan da ricam, bilmediği kitaplara lütfen dokunmasınlar. Bilhassa isimleri farklı diye kafalarına göre ayırma yapmasınlar bazı eserlere. ‘Geçmiş’ kısmından özellikle emek verip düzenlediğim eserlerde bunu rica ediyorum. Hayatımın 4’te 1’ini bu işe adadığım için bu şekilde konuşup hepinizden rica ediyorum. Hepimize iyi okumalar dilerim..
Avrupa'da Bir Cevelan
Avrupa'da Bir CevelanAhmet Mithat Efendi · Dergah Yayınları · 201525 okunma
·
516 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.