Uzun zaman önce okuduğum bir serinin son kitabıydı.
Kitap aşırı derecede geriye dönüş üzerineydi. Sürekli geçmişten bir sahne oynatılıyordu.
Bir defa okuduğunuz bir sahneyi yazar ezberlemeniz için elinden geleni yapmış. 800 sayfalık kitabın geriye dönme sahneleri çıkarılsa kitap zar zor 400 sayfayı bulur.
Betimlemelerde çok uzundu.
Karakterin yaşadığı hangi sahne gerçek hangi sahne hayal delirme noktasına getiriyor okuyucuyu.
Konu ve karakterler ise sürekli birbirini tekrarlar haldeydi.
Yazar, Saçma sapan bir nedenden dolayı intikam peşine düşmüş Karakterlerin nasıl heba edildiğini ve her seçimin bir bedeli olduğunu ve hayatın sana o bedeli gerekirse seni süründürerek ödettiğini göstermek istemiş.
Ediz Çağıran ve Doğa Güngör...
Olması gereken isimleri ise Ediz Kızkaçıran ve Doğa Güngörmemiş.
Her ne kadar kötü yönleri olsa da Doğa ' nın Ediz öldükten sonra yaşadığı krizlerin beni etkilemediğini söyleyemem. Ya da öldüğüne inanmaması ve sürekli hayal ile gerçek arasında gidip gelmesi...
Bir hiç uğruna kaybettiği bebegini...
Ya da - Hala tam olarak anlayamadığım - Uygar ve Gece' nin bu uğurda kendini feda etmesini...
Etkilendiğim kısımlar oldu karakterlere çok sövdüğüm kısımlar da oldu. İyisiyle kötüsüyle bitirdim.
Yazarın uzun yıllarını alan bu seriyi her ne kadar uzattıkça uzattmışsa da bitirmekte acele ettiğini düşünüyorum. Yani çok ucu açık bitirdi.
Ama en sonunda karakterler evlenmiş ve çocuklarıyla mutlu mesut olarak bitirmediği için mutluyum.