Aralof, dönemin Türk-Sovyet ilişkileri açısından çok önemli bir hatırat ortaya koymakla birlikte, değerlendirmelerinin çoğu taraflı. Mesela, Ikinci Dünya Harbi sonrasındaki batılılarla yaklaşmamızı geçmişteki sovyetlerle güdülen dostluk politikalarından geri adım atma olarak yorumluyor ancak Stalin'in Kars ve Ardahan üzerindeki taleplerini göz ardı ediyor. Yine aynı şekilde azınlıklara özerklik verilmemesinin Gazi Paşa'nın anti-emperyalist politikalarıyla çelişkili olduğunu söylüyor ama daha önce kendisinin de bahsettiği bölgedeki doğu anadoludaki Ingiliz nüfuzunu göz ardı ediyor. Devrimin tam anlamıyla gerceklestirilmedigini, şeyhlerle ve ağalarla mücadele edilmedigini ve devrimin arkasına köylü sınıfını alamadığını tekrarliyor ama anadolu köylüsünün rus proleter sınıfıyla eşit olmadığını bilmiyor. Bu yanlış değerlendirmelerin ardı arkası kesilmez ama yine de bu hatırat Türk Kurtuluş Savaşı'nın anti-emperyalist temeline, devrimci kişiliğine dair güzel bir kaynak.