Keşke düğün denen garabet, biz 'dini hassasiyetleri olanlar' cenahından tamamiyle çıksa. Masraflar hayırlarda harcansa, bilmemnekadar borca bilmemnekadar süreyle girilmese, kendi kendimize zorlaştırmasak, kolaylaştırsak.
Düğün sahipleri biraz kelli felli ise, elalem ne derci ise, namımız yürüsüncü ise saçsınlar, sıvasınlar, bırakınız yapsınlar, bırakınız kabarsınlar.
Eftene, olmadı püftene carlayacak 'yakın?' lara yedirilmese de olur. Bu güruhtan, üzerinde kalmış gözleriyle gelecek takı olmasa da olur. Gerçek 'yakın'larla bir şekilde bir yerde güzel güzel bir araya gelinir, mutluluk da varlık da yokluk da zaten paylaşılır.