Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

519 syf.
8/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Aşk, İhanet, Entrika: Pembe Dizi Tadında Bir Seri
İlk kitapta Lenu ve Lila’nın 1950-1960 yılları arasındaki hikâyesini okumuştuk. Onların 16 yaşına kadar yaşadıkları olaylar ilk kitapta anlatılmıştı. Bu kitapta ise kahramanlarımızın gençlik dönemlerini görüyoruz. Serinin ikinci kitabı ilk kitapta olduğu gibi ileriki bir zamandan başlıyor. 1966’da yaşanan birtakım olaylardan başlayan bu kitapta, yine Lenu ve Lila’nın, 1960’tan -yani ilk kitabın kaldığı yerden- 1966’nın sonlarına doğru uzanan hikâyesini okuyoruz. Evliliğin getirdiği sorumluluklar, daha ilk baştan yaşanan pişmanlıklar, yoksulluğun son bulmasıyla birden gelen zenginlik ve bunun sonuçları, Lenu’nun ilk kitapta olduğu gibi eğitim uğruna gösterdiği çabalar, Lila’nın evlilikle birlikte hayatının oldukça değişmesi ve özellikle kitabın ortasından itibaren yaşanan entrikalar serinin ikinci kitabının olay örgüsünü oluşturuyor. Anlatıcı Lenu olduğu için olayların onun gözünden anlatımı bizde Lenu’yla bağ kurma isteğini de ister istemez oluşturuyor. Onun yaşadığı yoğun duygular, pişmanlıklar, hayal kırıklıkları, sevinçler ve heyecanlar zaman zaman okuru da etkiliyor. İkinci kitapta yine Lenu ve Lila ana karakter olarak karşımıza çıkıyor. Fakat özellikle diğer karakterleri net olarak erkekler ve kadınlar olarak sınıflandırıp değerlendirmek gerekiyor. Yazarın özellikle kadın ve erkekleri toplumsal rollerine göre kodladığını, romanda bunu gözeterek hepsine bir görev yüklediğini düşünüyorum. Erkek karakterlerden Stefano, Rino, Solara Kardeşler, Nino, Antonio, Enzo, Pasquale, Alfonso, Donato; kadın karakterlerden Gigliola, Ada, Carmen, Pinuccia, Nunzia, Lenu’nun annesi romanda yer yer önemli rol oynuyor. Hepsinin önemli olduğu sahneler var ve hikâyenin akışına ciddi şekilde etki ediyorlar. Elena Ferrante, özellikle karakterleri ele alışıyla bence olay örgüsünden daha başarılı bir yapı ortaya koymuş. Karakterlerin birçoğunun bu 5-6 senelik periyotta yaşadığı fiziksel ve ruhsal değişim başarılı bir şekilde aktarılmış. Yine ilk kitapta yer almayıp bu kitapta karşımıza çıkan bazı önemli karakterlerin olduğunu da belirtmeden geçmeyeyim. Özellikle bu yeni karakterler Lenu’nun hayatında önemli değişikliklere yol açacaktır. Mekân olarak ilk kitapta daha çok Napoli’nin kenar mahallesi olarak Lenu ve Lila’nın yaşadığı yeri görsek de ikinci kitapta daha farklı mekânlar romana dâhil oluyor. Özellikle kitaptaki gerilim unsuru Lila-Stefano ilişkisi üzerinden veriliyor. Çok detaya girip içerik bilgisi vermek istemiyorum. Fakat bu ikilinin aldığı kararlar sadece kendilerini değil, etraflarındaki herkesi etkiliyor. Hikâyede bahsi geçen karakterlerin hemen hepsi az ya da çok birbirine bağlı diyebiliriz. Bazıları aşk, bazıları arkadaşlık, bazıları ise iş ilişkileri -bir nevi çıkar ilişkileri- sebebiyle birbirine bağlı. Bu sebeple yapılan bir yanlış, hemen herkesi bir şekilde etkiler. Burası Napoli’de bir kenar mahalledir ve herkes birbirini tanır. Bu ilişkiler sarmalı içinde hepsinin hayatı bir diğerine -iyi veya kötü- mutlaka dokunur. Hikâyenin anlatıcısı Lenu; her ne kadar bu bağlardan, bu entrika sarmalından kaçmaya gayret etse de yine dönüp dolaşıp bir şekilde kendisini olayların içinde bulur. İki arkadaşın seçtiği yollar onları giderek birbirinden farklı kılar. Zaman zaman birbirlerinden uzaklaşsalar da onlar, bir bütünün parçaları gibidir. İlk kitap için de demiştim, aralarında ne seninle ne sensiz misali enteresan bir bağ söz konusudur. Artık çocuksu hevesler yoktur; iki küçük kız yavaş yavaş büyümekte, olgunlaşmaktadır. Hayat koşturmacası içerisinde tercihler yapılmıştır, işte yollar da ayrılmıştır. Lila’nın hikâyesi daha ilgi çekici, çalkantılı görünse de benim ilgimi daha çok Lenu’nun yaşadıkları çekti diyebilirim. İlk kitabın bazı yerlerinde sıkıldığımı ifade etmiştim. Bunun da karakterlerin çok küçük yaşlarda başlayan hikâyesiyle ilgili olduğunu düşündüğümü söylemiştim. İkinci kitabı daha keyifli okudum. Yalnız şunu da belirtmek isterim ki bu seriyi okuyanlar çok edebî bir derinlik beklemesin. Rahat okunan, daha çok insan ilişkileri ve entrika üzerine kurulmuş uzun bir hikâyeyle karşılaşıyoruz. Kitabı bitirdikten sonra sizi uzun uzun düşündürecek bir metin beklemeyin. Bunu olumsuz bir eleştiri olarak söylemiyorum, sadece büyük beklentilerle okunmaması gerektiği kanaatindeyim. Serinin üçüncü kitabını da ağustos sonuna doğru okumayı planlıyorum.
Yeni Soyadının Hikayesi
Yeni Soyadının HikayesiElena Ferrante · Everest Yayınları · 2015942 okunma
·
302 görüntüleme
Ayşe Sayım okurunun profil resmi
İncelemenizi ilgi ile okudum. Napoli romanları beni derinden etkileyen bir roman serisidir. Bence Lila ve Lenu tam bir kişilik turnusolu. Her ikisi de sanki roman kahramanı değil de hayatımda belli bir dönem bulunmuş iki insan gibi. Edebiliğe gelince, bence bu seriden edebi derinlik beklememek lazım. Yazar bir kadın kahramanın aşk hayatından duygusal git gellerine, anneliğinden evlatlığına arkadaşlığına kadar iç dünyasını, ayrıca dönemin italyasındaki toplumsal yapıyı, gelenekleri, insan ilişkilerindeki çarpıklığı öyle güzel yansıtmış ki seri boyunca 1950lerden 2000lere kadar İtalyada bir zaman yolculuğuna çıkıyorsunuz. Okunacak dağlar kadar kitabım olmasa dönüp dönüp okurdum.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.