"Fıkıh kelimesi önceleri tasavvuf kelimesinin ihtiva ettiği manaları karşılıyordu. Ancak daha sonra ibadet ve muamelat fıkhına hasredildi. Ahlak ve yaşayış bahisleri ondan çıkarıldı. Fıkıhtan hariç tutulan bu meselelerin ayrı bir isim altında ayrı bir ilim olarak zikredilme mecburiyeti hâsıl oldu. İşte bu ilme tasavvuf dendi. Bu ilmin kapsama alanına giren hususları özetleyecek olursak; Güzel ahlak esas olandır, züht ki bununla fakirlik değil, dünyaya gönül vermemek kastedilir, çokça ibadet etmek ki bu, Allah’a yaklaşma sebebidir, ihlâs ile amel etmek ki kurtuluş bundadır."