Gönderi
O ses kafasının içine girdi çünkü bu evde her şey oraya girip insanı delik deşik delik deşik delik deşik eder...
.
.
Bu ailedeki herkes bu yüzden ölmüştü ya kendi nefretleri ya da başkalarınınki ama hep nefret yüzünden....
.
.
Merhabalar sevgili kitap dostlarım... Elimden bırakamadan, bir solukta okuduğum bir eserden bahsetmek istiyorum bugün sizlere...
İçine çekeni, bir daha dışarı bırakmayan bir ev....
Gölgeler arasından süzülen varlıklar...
Gıcırdayan, çatırdayan merdivenler duvarlar...
Kaybolan insanlar....
Nesiller boyu süren bir esaret...
İçimde sürekli gezinen bir tahta kurdu vardı... Beynimin içinde miydi? Yoksa gölgeler arasından mı fısıldıyordu... Ama bildiği bir şey vardı... O tahta kurşunu dışarı çıkarması gerekiyordu..
Gotik roman sevenler burada mıyız? Sizlere dolu dolu doyurucu bir okuma deneyimi sunacak, karanlık bir dünyanın kapılarını sonuna kadar aralayacak #tahtakurdu için hazırsanız başlıyoruz
.
.
Herşey, genç kızın, çalıştığı evdeki, bakmakla yükümlü olduğu çocuğun, açık bırakılan kapıdan kaçması ile başladı... Hep aynı ifadeyi vermek zorundaydı... Çünkü, fakirdi ve onu koruyacak bir avukat ordusu yoktu... Büyükannesi ile yaşadığı, bu lanetli ev tüm ailesini yuttuğu gibi, onu da yutmuştu... Ev, sanki canlıydı ... Annesi, babası, büyükbabası... Kaç nesil, kaybolmuştu bu karanlıkta...
.
.
Çalışmaya gittiği evde, toplum hayatında, arkadaşlık ilişikilerinde... Fakirlik ve zenginlik gerçeği üzerine...Gerçeklik algınıza tokat gibi inecek bir eser tahta kurdu... Anlatılmaz okunur der hepinize şimdiden keyifli okumalar dilerim. Kitapla Kalın
·
134 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.