Gönderi

50 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Mecburiyet ve Sorumluluk
Kitap bana suriyelileri anlatır gibi geldi . ferdinand savaştan kaçmış İsviçre’de kafasına göre bir yaşam veriyorken bir den PTT nin gelmesiyle hayatı değişiyor. Bizdeki askerden kaçan tayfanın yaşadıklarını hissediyor imkanı olsa bedelli gidecek . Yenge hanım yani Paula Hanımefendi eşini seviyor ve her konuda yanında olduğunu söylemek istiyor lakin Ferdinand reis eşini bırakıp askere gitmek istemiyor. Çünkü Eşinin başına bir şey gelmesinden çok korkuyor. Başlarda Ferdinand reisin yaşamış olduğu sorumluluğu kendimde ilerideki eşime karşı hissederim diye düşündüm ama işin ucu kötü yerlere gitti. Ben kendimi Ferdinand ile mukayese etmeyi bıraktım. Çünkü Ferdinand'ın hissettiği sorumluluk duygusunun hür iradesinin dışında ona dayatılan bir his olup olmadığının sorgulandığı, özgürlük talebinin zihninde bencilliğe karıştığı bol gelgitli bir eser. Bunları yaparken kelimelerin gücünü etkin bir şekilde kullanıyor ve muazzam psikolojik analizler yapıyor. Bazı cümleleri okurken yaşıyormuş gibi oldum bazı cümleleri ise defalarca kez okuyup anlama fırsatı buldum Misal Ferdinand mecburiyet duygusu ile kendi tercihleri arasında kalmışlıkları anlatıyor. Tabi REELS videoları izleyen bana şu sözler aklıma geldi . Gitmek mi zor Kalmak mı YEĞEN ? diye Ramiz Dayı repliği eklemezsem olmazdı gerek Zweig gardaşımın dilinin etkileyici olması mı diyelim yoksa kısa mı olması diyelim 50 sayfalık bir kitap atıştırmalık tadın güzel oldu. Şuan hatay bu kitabı okumak gönüllü geldiğim Hatay ilinde depremzedelerin mecburiyetleri için okudum. Lakin konunun bambaşka olması nedeniyle insan ister istemez değişik bir dünyaya gitti savaş hakkında önemli bir psikolojik eser olmasına lakin vermek zorunda olduğumuz kararların ve yapmak mecburiyetinde olduğumuz seçimlerin ne ölçüde hür irademizin ürünü olduğunu da sorması sebebiyle -her ne kadar baştan sona savaşa dair olsa da- konusunun ötesine çıkabilmeyi başardığını düşünüyorum. yalnızca, kitabın son sayfaları biraz daha farklı olsaydı nasıl olurdu diye düşündüm okurken. Ferdinand'ın yaşadığı katarsis ile birlikte zihninin aniden bu kadar berraklaşması önceki sayfalarda hayli derin olan kararsızlığıyla kendi kendine bir karmaşa içerisinde gibi . belki de Ferdinand'ın yaşadığı şey, karar vermek için bekledikleri işareti nihayet gördüklerine ikna olan insanların deneyimledikleri türden bir rahatlamaydı. Böyle bir kararsızlıktan sonra bir karar verme , ne ulaşılmaz bir huzur olduğunu varsayarsak Herkese Böyle kararlar verilebilmesi temennisiyle
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202162,3bin okunma
·
42 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.