Gözyaşım pıt...
Herkese selam. Bugün bitirmek istemediğim ama çok da tadında biten bir serinin final kitabına yorumda bulunmak için geldim. Bu seriyle tesadüf eseri yolum kesişti iyi ki de kesişmiş. Uzun zamandır okumaktan çokça keyif aldığım karakterlerle karşılaşmıyordum. Beğenimin artarak devam ettiği bir seri olması da bu pahalılıkta tadından yenmez bir durum oldu. Hemen konuya geçelim; 2. kitapta Jillian'ın yaşadığı büyük kayıptan devam ediyoruz. Cenaze törenine giderken çıktığı yolda geçmişten gelen hiç de hoş olmayan bir tanıdık tarafından kaçırılması işleri arap saçına döndürüyor. Geçmişinde öldürdüğü Jessica, şimdi yarattığı Jillian ile yüzleşmek ve savaşmak zorunda kalıyor. İntikam, soğuk yeniyordu değil mi? Öteki tarafta ise ikiz kardeşi Jackson yaşadığı aşk selinde boğulmak üzere. Karanlık geçmişi onun da Ryn ile mutlu olmasını engelliyor. Anlayacağınız geçmiş hiç geçmiyor, insanın yakasına yapışan bir çift el gibi. Ahh bir de Luke var. Beni benden alan, keşke gerçek olsa ve benim olsa dediğim. Jillian'ı kurtarmak için eski dostlar bir araya geliyor, eski defterler tozlu çatı katından tekrar gün yüzüne çıkıyor. Yüzleşme vakti geldi anlayacağınız. Yanıt bulması gereken bir sürü niçinler dolmak için bekliyor. Örneğin; geçen kitapta çokça merak ettiğim Luke ve Jessica'nın yollarının neden ayrılmak zorunda kaldığı sorusuna bu kitapta cevap buluyorum. Öyle çok eşi benzerine rastlanmayacak bir konusu yok kitabın ama karakterler beni kendine aşık etti. Bu da bu kitabı sevmem için yeterli bir sebep. Tavsiye ederim. Herkese keyifli okumalar. 
Şafağın Rengi 
Jewel E. Ann
·
175 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.