Kadının besleyici duyarlılığı yalnızca toplumun kökenlerinin değil, aynı zamanda -erkeğin kibirlilikle kendisine atfettiği- uygarlığın kökenlerinin de yaratılmasına yardımcı olmuştur. Kadının "uygarlığın oluşumundaki payı" yırtıcı erkeğinkinden daha farklıdır: Daha evcildir, daha barışçıldır ve daha önemseyicidir. Kadının duyarlılığı erkeğinkinden daha derinlere iner ve daha fazla umut yüklüdür, çünkü kadın mitolojinin kayıp "altın çağ"a ve bereketli doğaya ilişkin kadim mesajını kendi fiziksel varlığında cisimleştirir.