Feminizm Feminizm kavramı Fransız devrimi zamanında ortaya çıkmıştır. Fourier’in “yeni sevgi/aşk dünyasından” adlı eserinde söylediği gibi; ‘uyum (erkek ve kadın arasındaki), kadınları bir mutfak önlüğü ve bir ocağın arkasına sınırlayacağım bir aptallık ile sağlanamaz. doğa, her iki cinsiyette de bilim ve sanat alanında eşit özgürlüklerle donattı.’ alıntısı ile açıklanmıştır.
Feminizm kavramı ise ilk kez Fransız devrimi sırasında, 1793 yılında olypes gouges’un yargılanmasında kullanılan bir kavram olmuştur. Sonuç ise bir cinsiyet Savaşı değil erkeklerle dayanışmaydı. Erkekler için mesele bir iktidar meselesi ise kadınlar içinde hayatta kalma meselesiydi. Ki toplumsal ilerleme kadının özgürleşmesiyle çökmekte ve halkların gerilemesi de kadınsı haklarını azalması ile alakalıdır..
Hedef özel hayat kaliteli bir şekilde değiştirmektir ve bu değişimi de devrimci bir hamle olarak algılatmaktır. Çünkü ‘özel olan politiktir.’
Otonomi ise kadınlar için kendi kendine karar vermek ataerkil vasillikten kurtulmak ve ekonomik özgürlük demektir. otonomi ayrıca devlet kurumlarından ve partilerden de bağımsız olmak demekti.
Feministlerin diğer bir adımı da, gerilemelere neden olan kamu alanlarında ve evlerde kendilerine ait erkeklerden arınmış alanlar oluşturma talepleriydi. Bu alanlarda kendi tecrübeleri, fikirleri ve hayalleri sisteme ayak uydurma ve yaşam koşullarına göre şekillenmiş odak noktalarıydı. Feminist hareketin mücadele alanı olumsuzlukları tespit etmekle sınırlı kalmıyor olumsuzlukları tespit etmek ve aynı süreç içinde değişimleri yönlendirmek ve gerçekleştirmek için çalışmalar yapılıyordu.
Son olarak eklemek istediğim ise kitaptan da anladığımız gibi bir başkasının isyanı biz kadınların devrimi olmuştur. Her zaman yan yana ve omuz omuza tıpkı geçmişte ki cesur feministler gibi.
#İstanbulsözleşmesiyaşatır.
